Amcam Oswald

Roald Dahl
Benim için bir tek tutku vardır. Zeka bir tutkudur. Aklın canlılığı bence en bü­yük tutkudur.
İnsan sopayı elinde tuttuğu sürece Ortadoğulular pek bir sorun çıkarmıyorlardı.
Sayfa 11 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Sonuçta erkeklik organı, meni enjekte etmeye yarayan bir şırıngadan başka bir şey de­ğildir."
Bü­yük bir yazardan, büyük bir yazar doğar diye bir kural yok. Küçük bir olasılıkla küçük yazarlar yetiştirebilirler, ama hep­si bu kadar.
Bunca zaman sonra bunu düşünmek bile keskin bir fiziksel acı veriyor bana.
Nice ünlü hanımlar Sizin yaşamınız için giderler.
Ben daima so­ runları çok ciddiye almamışımdır ve inanıyorum ki herkes de benim gibi davransa dünyada hayat çok daha kolaylaşır. Ke­ sinlikle hiçbir şeye karşı hırsım yok. Sizin de şimdiye dek an­ lamış olacağınız gibi hayatta kendime ilke edindiğim cümle şu olmuştur: Sıkıntılı bir işi üstlenmektense, hafif bir azar işitmeyi yeğlerim. Hayattan bütün istediğim, zevk alabilmek­tir. Ancak insan bu mutlu sona erişmeden önce çok para sa­ hibi olmalıdır. Para zevk ve sefa düşkünü bir kimse için en gerekli şeydir. Krallığın anahtarıdır.
Tiksindirici, tatsız şeylere ilgi duymakta çok yeteneklisin.
Bilim uğruna yapılan her şey hoş görülebilir.
Büyük adamlar öldüklerinde yaşadıklarından daha faz­la ilgi çekeceklerdir. Öldüklerinde efsaneleşirler.
Soytarılarla dalga geç­mek beni hiç rahatsız etmiyor. Onlara gerektiğinde biraz sert davranmak da beni üzmüyor. Ama Renoir, Conrad ve Stravinsky gibi adamların kıçına toplu iğneler batırmaya baş­lamak beni çıldırtabilir.
Büyük yazarlarda çok acayip bir şey var," dedi, "Hepsi de çok sıradan görünüyorlar. Onlarda, res­samlarda olduğu gibi, büyüklüklerini gösteren en ufak bir be­lirti yok. Büyük bir ressam bir biçimde büyük ressam olduğu­nu belli ediyor. Ama büyük yazarlar genellikle peynir fabrika­sındaki muhasebecilere benziyorlar.
Karşısına çıkan fırsatları yakalamadık­ça, bu dünyada hiç kimse bir yere ulaşamaz. İnsanın evi ha­yır kurumu değildir. Özellikle benim evim hiç değil.
Anlayacağınız, kendini oldukça çabuk toplayan bir yapı­ya sahibim. Kızdırıldığımda patlarım, ama daha sonra karakara düşünüp kalmam. Kısa sürede her şeyi kafamdan silip atarım. Her zaman başka bir gün vardır. Üstelik aklımı okka­lı bir felaketten daha fazla harekete geçiren birşey olamaz. Fırtınadan sonraki kesin sessizlik ve ölümcül durgunlukta, beynim olağanüstü çalışmaya başlar