Pearl S. Buck'un okuduğum üçüncü kitabı.(diğerleri Çin sarayında bir bakire ve şakayık)yine muhteşem bir kitap.yazarın o sade, basit,akıcı yazısı hiç değişmiyor.elinize aldığınız kitaba kendinizi kaptırıp gidiyorsunuz.ANA kitabında yazar,bu defa ,kocası ortadan kaybolan,üç küçük çocuk ve yaşlı kayınvalidesiyle başbaşa kalan genç bir kadının ve çocuklarının yıllara yayılan,dramatik yaşam mücadelesini anlatıyor.olay yine Çin de ama bu defa Çin'in kırsal kesiminde geçiyor.O dönem deki Çinde kırsallar da yaşanan fakirliğin,yokluğun,cahilliğin,çaresizliğin,bizdeki ağa düzenini andıran ama daha farklı şekilde oluşturulmuş sosyal adaletsizliğin hakkında da geniş bir şekilde bilgi sahibi oluyoruz.bütün bu olumsuz ortamda ANA nın verdiği mücadele ve yaşananlar,insanın yüreğini parçalıyor.sadece bu kitap bile yazarın nobel ödülü almasına yeterli bir sebep bana göre.okuduğum bu üç kitabından sonra ben, bulabildiğim takdirde yazarın bütün kitaplarını okumaya karar verdim.ANA kitabını da mutlaka okunması gereken bir kitap olarak görüyorum.ama maalesef baskısı olmadığı için ancak sahaflarda bulunabilmesi çok büyük eksiklik.ben burada bana, 16 yıl önce basılmış ama çok iyi korunmuş bir nüshasını temin ederek bu harika kitabı okumamı sağladığı için Asa kitabevine de ayrıca teşekkür ediyorum.eğer bulursanız sizlerde mutlaka ama mutlaka okuyun diyorum.kesinlikle pişman olmayacaksınız.bundan emin olun.