Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Ana
Maksim GorkiEn Beğenilen Ana Yorumları ve İncelemeleri
En Beğenilen Ana sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Ana kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gorki muhteşem bir yazardır. Devrimci ruha sahip, gerçekleri yazmak kayğısı olmayan, çıplak realizmden kaçmayan dehadır Ana romanı sosrealizm döneminin en seçkin yapıtlarındandır. Okuru adeta arkasınca sürüklemeyi başaran, devrimin mükemmel bir eylem olduğunu anlatmak gücündedir. Gorkini okumak devri anlamak açısından çok önemlidir.
kitap yorumu
Maksim Gorki benim lise yıllarında tanıştığım bir yazar iyiki de tanışmışım dediğim bir yazar.Bu kalın kitabı ilk gördüğüm zaman gözümü korkutmuştur o yaşlarda ancak başladığım zaman sayfalar su gibi akıp gitmiştir.Ezen-ezilen,mazlum-gaddar,sefalet-zenginlik ve bunlara karşı isyanın sesi bir gencin annesiyle beraber hikayesi.Rus edebiyatının baş yapıtlarındandır dünya görüşünüz idealleriniz ne olursa olsun mutlaka okuyun ön yargılarınızdan arınarak okuyun derim asla pişman olmayacaksınız.
Bir annenin verdiği mücadeleyi, bir amaç uğruna yılmadan devam etmeyi işlediği için bu kitabı okumak istemiştim. Tam da bahsettiğim gibi kitap annenin bakış açısından ilerliyor ve bu sayede olaylar çok daha basit cümlelerle anlatılarak okuyucunun romanın içerisine girmesi sağlanıyor.
Kitabın imge gücünü çok başarılı buldum adeta kışın küçük bir evin içinde demlenen çayı, ısınma çabaları eşliğindeki sohbetlerin içerisinde buluyorsunuz kendinizi, akıp gidiyor.
Anne karakteri oğlunun değişimine günden güne şahit olurken yavaşça kendini oğlunun ve arkadaşlarının mücadelesinin içerisinde bulur. Bu öyle bir mücadeledir ki anne yıllardır yaşayamadığı hayatı yaşamaya, düşünmeye, hissetmeye başlamıştır fakat dönemin iktidarı bu yeni akıma oldukça sert önlemlerle karşılık vermektedir.
Kitabın sonu oldukça sert ve beklenmedik şekildeydi benim için. Bu sertliğin sebebinin ise kitapta işlenen konunun öneminin daha da vurgulanmak olduğunu düşünüyorum.
Maksim Gorki'nin başyapıtı olarak düşündüğüm eseri. Eser 1905 yılında rusya'dan kaçtıktan sonra abd'de yazılmıştır. Ve Gorki eseri gerçekte yaşamış insanların hayatlarından esinlenerek kaleme almıştır. Hikayenin geçtiği yerden tutunda, karakterlere, fabrikaya kadar aşağı yukarı hikayenin çatısını oluşturan ne varsa yaşanmıştır. Hikayenin kahramanı
İnceleme
Meraba ben mirac bügün ana adli kitabi inceleyeceyiz
Bir başkaldırı ve umut romanıdır Ana Gördüğü şiddet ve yoksulluktan insanlığını unutmuş bir kadının, sosyalist dünya görüşünü benimsemiş genç bir işçi olan oğlunun tutuklanmasından sonra, dünyanın değiştirilebilir olduğunu keşfetmesinin hikâyesidir. Toplumcu gerçekçi edebiyatın ilk örneği ve başyapıtı sayılan Ana, Gorkiy tarafından 1906 yılında Amerika’da kaleme alınmış, aynı yıl New York’ta yayınlanmıştır. Bütün dünyada büyük yankı uyandıran roman, iki yıl gibi kısa bir süre içinde pek çok dile, hatta bu arada Türkçeye çevrilmiş, Tanin gazetesinde 1908-1909 yıllarında tefrika edilmiştir. Gorkiy romanında Rus köylülerinin ve işçilerinin ağır yaşam koşullarını öfkeyle ve ustalıkla betimlemekle kalmaz; burjuva-aristokrat sistemin karşısında en eylemli ve en ilerici güç haline gelmekte olan sosyalist hareketin ilk filizlerini de gösterir. Romanın başkişisi Pelageye Vlasova, gerçek bir Rus devrimcisinin yaşamından esinlenerek çizilmiştir. Yüzyıllık bir başyapıt olan bu ünlü roman, şimdi Mazlum Beyhan’ın özenli ve eksiksiz çevirisiyle okurlara sunuluyor.
Maksim Gorki -Ana
Maksim gorkinin yazdığı bu kitap bir ana oğul hikayesi anlatılıyor oğlunun ezilen sümürülen işcilerin ve köylülerin hakkını savunma çabasına yardım eden bir ana var ve ana sonunda bu çabanın kurbanı oluyor sosyalist bir ideolojiyi savunma çabası içinde olan kitap açıkcası beni etkilemedi biraz fazla tarafgirlik var kitap da zaten ideolojiler değişsede ezilen halkın kaderi pek değişmiyor sadece ezen aktörler değişiyor zaten rusyada aynen böyle oldu açıkcası biraz fazla abartılan bir kitap diye düşünüyorum
Bence dünya üzerindeki herkes Rus edebiyatını sevebilir sadece giriş için en doğru kitabı bulması gerekir. Benim için doğru kitap buydu. Bu kitaptan sonra Rus edebiyatına aşık oldum.
Maksim Gorki 'Ana' kitabında edebiyat anlayışının kendisine göre nasıl olması gerektiğini gösterir. Onun için edebiyatın halk temelli, halka ulaşabilen bir araç olması gerektiğini söyler. Edebiyatın halkın ve halkın en küçük birimi olan insanın kendisini ve içindeki gücü kavramasını sağlayan bilinci yerleştirmesi gerektiğini hissettirir kitap boyunca. Edebiyatın halkı temel alarak insanla ilişkili sorunları ortaya koyarak insan bilincinin kökenine ulaşmayı edebiyatın temel görevi sayar. İnsanların her durumu kabullendiği bir ortamda olayların kaçınılmaz senaryosunu anlatır 'Ana'.
#kitapyorumu
Maksim Gorki ~ Ana
Aleksey Maksimoviç Peşkov, gerçek ismidir. Sosyalist gerçekçi yaşamın öncüsü Sovyet/Rus yazardır. Küçük yaşta anne ve babasını kaybeder. Hayat şartları öksüzlüğünden dolayı küçük yaşta birçok işte çalışmaya mecbur etmiştir. Rus işçi sınıfına küçük yaşta tanıklık etmeye başlar ve bu gözlem gücü ile yazdıklarına çokca yansıtmaktadır. Yoksul yaşantısı okuma imkanı vermez ve ancak 14 yaşında okuma yazmayı söker. Ateşli siyasi görüşlerinden dolayı birkaç defa hapse girmiş ve sonunda kaçarak ülkesini terk etmek zorunda kalır. Gorki, takma adı Rusça'da acı anlamına gelmekte. Yaşadığı yoksul ve acı dolu hayatı tanımlayabilmek adına takma ismi ile hep üstünde taşımış yaşadığı acı ve yoksul hayatı. 1906 yılında yazdığı Ana en başarılı romandır.
Ana, 1906'da Amerika' daki sürgününde Rus devrimine adıyarak yazmıştır. Rus işçi sınıfının yoksul, acı dolu hayatını anlatmaktadır. Bir fabrika etrafındaki baraka da yaşayan insanların sadece çalışarak ve yoksulluk, hastalık içinde geçen hayatın zorluğunu, ana ve ogul
simge edilerek halkın sosyalist düşünce ile direnişini, başkaldırışını anlatmaktadır. Bazı kitapların giriş paragrafı, kitapta anlatılmak isteneni içinde gizler ve Ana romanı bu tür bir kitap olarak beni çok etkiledi. Yorumun sonuna sizin için paragrafı ekleyeceğim. Konusu hakkında daha fazla spoiller vermek istemem, fakat kesinlikle okunması gereken bir yazar. Okunması gereken bir yapıt. Sevgilerimle
Ana’yı okurken tam bir klasik okuduğumun farkındaydım. Klasiği klasik yapabilecek niteliklere sahip bir eser okurken çok sıradan bir şey okuyorum hissine kapılıyorsunuz fakat yine de sıkılmadan hatta merak ederek ilerliyorsunuz.
Kitap genel olarak çok yabancı hissetmediğimiz bir şeyden bahsediyor. Özellikle Yaşar Kemal okuduysanız hiç yabancı gelmiyor yazılanlar. İşçi hakları, sömürü düzeni, 1 Mayıs kutlamaları, devlet politikaları bir ana-oğul ekseninde anlatılıyor. Dönemin insanı olup da bu kitabı okusaydım neler hissederdim diye düşünmekten alıkoyamadım kendimi. Yalın ve kolay okunabilir bir kitap klasiklerden kaçınanlar için bir tercih olabilir. Keyifli okumalar.