Ana Çizgileriyle Türkiye'nin Yakın Tarihi 1

Sina Akşin

En Beğenilen Ana Çizgileriyle Türkiye'nin Yakın Tarihi 1 Gönderileri

En Beğenilen Ana Çizgileriyle Türkiye'nin Yakın Tarihi 1 kitaplarını, en beğenilen Ana Çizgileriyle Türkiye'nin Yakın Tarihi 1 sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Ana Çizgileriyle Türkiye'nin Yakın Tarihi 1 yazarlarını, en beğenilen Ana Çizgileriyle Türkiye'nin Yakın Tarihi 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Necip Fazıl Kısakürek'in Vatan Haini Değil, Vatan Dostu Vahidüddin adlı kitabında yazmış olduğu bir iddia vardır. Güya Vahdettin, Mustafa Kemal'i ulusal bir mücadele yürütmek için görevlendirmiş, hatta eline bir hatt-1 hümayun ve 20.000 lira vermiş. Bir kez hatt-ı hümayunu gören yok. Olsaydı, Mustafa Kemal Ulusal Mücadele'nin özellikle ilk dönemlerinde, bundan yararlanmaz mıydı? Atatürk ve arkadaşlarının bol paralan olduğuna dair bir işaret de yoktur. Nitekim Erzurum'dan Sıvas'a giderken para bulmakta zorlanmışlardır. İkincisi, Vahdettin söylenenleri yapmış olsa bile bu onun kişiliğini ne denli kurtarabilir? Zira daha sonra yaptıkları meydandadır. Ziya Paşa'nın dediği gibi "ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz." Atatürk, Vahdettin' e 15 mayıs günü veda için gittiğinde, kendisine "Paşa, bu memleketi sen kurtaracaksın" dediğini anlatır. Bunu, Mustafa Kemal 'in Karadeniz 'de asayişi sağlayarak oraya da bir Yunan çıkartmasının yapılmasını önleyebileceği biçiminde anlamak gerekir sanıyorum.
Savaş bittiğinde Cemal Paşa, Yakup Kadri'nin neden savaşa girdik sorusuna "aylık vermek için" diye yanıt vermişti (F.R. Atay, Zeytindağı ). Savaş boyunca Almanya Osmanlı 'yı borç parayla destekledi.
Reklam
Bana göre Türkiye, yani Anadolu ve Rumeli Türkleri için daha anlamlı sayılabilecek bir çağ ayırımı şöyle olabilir: M.Ö. 220-M.S. 1071-"İlkçağ" 1 07 1-1 839-"0rtaçağ" 1 839-1908-"Yeniçağ" 1 908 sonrası- Son ya da "Yakınçağ" Böyle bir ayırımın Türkiye Türklerinin toplumsal örgütlenme evrelerine işaret etmek bakımından anlamlı olduğunu düşünüyorum. İlkçağ Türklerin göçebe hayvancılık dönemidir. Ortaçağ Türklerin yerleşikliğe, tarıma, köylülüğe geçişi dönemidir. Yeniçağ ciddi biçimde Batılılaşmaya, hukuk devletine adım atıldığını bize gösteriyor. Sonçağ, Türkiye Türklerinin yaygın kentleşmeye, kapitalizme yönelme noktasını belirtmektedir.
Gökalp devşirme çocukların yüksek yönetici olmak için devam ettikleri Topkapı Sarayı'ndaki Enderun Mektebiyle medreseleri karşılaştırırken, birincisinin Türk olmayanı alıp Türk yaptığını, ikincisinin Türk'ü alıp Türk olmayan (Arap) hâline getirdiğine işaret ediyor.
Sayfa 16 - Cumhuriyet
Vatan, basit bir toprak parçası değil, sevilen, uğrunda fedakarlıklar yapılacak, hatta ölünecek topraklardır.
Erzurum Kongresi yerel bir kongre olmasına rağmen, 56 kişiyle toplanmıştı. Sivas yurt çapında bir kongre olmasına rağmen, 38 kişiyle toplanmıştı. Bunun başlıca nedenlerinden biri, Batı Anadolu'daki (Ege ve Marmara bölgeleri) ulusal örgütlerin tutumuydu. Onlara göre ulusal örgütlerin yurt çapında birleşmesi gereksizdi, çünkü sorunlar farklıydı. Doğudakilerin başında Ermenistan, batıdakilerin başında Yunanistan sorunu vardı. Sonra doğudakiler her türlü işgale karşı çıkarken, batıdakiler Yunanistan olmamak kaydıyla İtilaf devletlerinden birinin işgaline razıydılar. Nihayet doğudakilerin seçimlerin yapılması, Mebusan Meclisi'nin toplanması yolunda demokratik talepleri varken, batıdakilerin böyle bir sorunları yoktu. Bu görüş farklılıklarının biraz da doğuda önderliğin ağırlıklı olarak subayların, batıda önderliğin ağırlıklı olarak eşrafın elinde olmasından kaynaklandığı tahmin edilebilir.
Sayfa 157 - Cumhuriyet
Reklam