Anadolu Efsaneleri
Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı)
Nedense Türkiye denince vatan, Anadolu denince kültür çağrıştırır bende. Belki de Anadolu’ya daha çok yazarların, şairlerin sahip çıkmasındandır. Belki de Anadolu’nun onca zenginliğini ancak onlar görebildiğindendir.
Anadolu’da yaşayan her bir yurttaş şöyle çevresine baksa çok değil birkaç kilometre çevresinde mutlaka ya bir tarihi bir yapı, anıt, tapınak, sur, kemer vs. görür yada bir efsaneye konu olmuş, kaya, ağaç, çeşme, dağ, koy, vs bir şey görür, duyar.
Bu kadar tarih ve kültürel zenginliğin üzerinde yaşadığımız Anadolu’da, Dünya’da ilk heykel okullarının, ilk felsefe okullarının, ilk meclis sisteminin, ilk nazım planı yapılmış şehrin olduğunu çoğumuz bilmeyiz.
Ne gariptir ki Paris’i, Eyfel kulesini,Roma’yı, Londra’yı bildiğimiz kadar Efes’i, Bergama’yı, Aspendos’u bilmeyiz.
Yazar Anadolu’da geçen Mitolojik öyküleri Heredot’tan, Homeros’tan araştırarak kendi yorumu ile yeniden sunuyor okuyucuya. Köklerimizin nerelere kadar gittiğine ışık tutuyor. Amazonlar’ı, Kybele’yi, Afrodit’i Troya’yayı edebi bir tatla ikram ediyor bize.
Bir hazine üzerinde yaşıyoruz. Tarihi dokusuyla efsaneleri ile. Bu hazineyi fark edebilen her okuyucu hayal ve düşün dünyasına çok şey katacağı muhakkaktır.
