Anadolu Selçuklu Mimarisinde Süsleme ve El Sanatları Quotes
You can find Anadolu Selçuklu Mimarisinde Süsleme ve El Sanatları quotes, Anadolu Selçuklu Mimarisinde Süsleme ve El Sanatları book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Taş bezemenin özellikle 13. yüzyılda, çok zenginleşen Selçuk mimarisinde girift ve başarılı örnekler verdiğini görürüz. Genellikle 13. yüzyılın ilk yarısından olan erken örnekler daha yassı kabartma, tekstil karakterinde bezeme ile dikkati çeker. Konya Sırçalı Medrese (1242-43), Divriği Kale Camii (1180), Divriği Sitti Melik Türbesi (1195-96), Kayseri Çifte Medrese (1205), Aksaray Alayhan (1210-20), Antalya Evdir Han (1215-19) portalleri gibi arkaik karakterli yapılar bu erken stile örnektir. Bu portallerde geometrik ağlar, köşeli desenler, kufi yazı ana dekoru teşkil eder. Bu erken örneklerde dıştan içe doğru önce silmelerle ayrılan çerçeveler görülür. İkinci veya üçüncü sıra da geniş bir geometrik bordür yer alır. Basık ve yayvan olan stalaktitli portal nişi yine geometrik bir bordürle kuşatılır ve bu bordür nişin köşelerinde içeri kıvrılarak, içini de dolanır. Stalaktitler iridir. Niş köşeliklerinde rozetler görülür.
1217 tarihli Sivas Darüşşifası portali gibi bazı anıtsal karakterli erken örneklerde bitkisel desenler de görülmeye başlar. Bu örnek bütünüyle, 13. yüzyıl ikinci yarısına tarihlenen portallerin hazırlayıcısı olur. Daha yüksek kabartmalı olan 13. yüzyıl ikinci yarısı portallerinde stalaktit nişler uzar, niş iç yan duvarları çeşitli farklı motiflerle bezenmiş sahalara ayrılır.
Selçuklu sanatında hayvan tasvirlerinin, çoğu zaman sembolik anlamlar taşıdığı anlaşılmaktadır. Bu konuda çeşitli yayınları bulunan G. Öney, Anadolu Selçuklu mimari süslemesinde boğa figürünün hiçbir zaman tek başına görülmediğini, bu figürün genellikle insan, arslan, kartal, ejder veya gergedan figürlerinden biriyle beraber kullanıldığını belirtmektedir. Öney, boğa figürünün sembolik anlamının birlikte tasvir edildiği figürlere göre değiştiğine dikkati çekmektedir. İnsan figürleriyle birlikte tasvir edilen boğa, "Ay"ı, veya Boğa burcu nu, veya Zühre (Venüs) gezegenini;' kartal ve arslan gibi ışık ve kudret sembolü olan hayvanlarla birlikte görülen boğa ise, zıt bir prensibi (karanlığı, yenilgiyi) temsil etmektedir. Boğa, ejder figürüyle bir arada kullanıldığı zaman, hakim hayvan olarak -yer altının, karanlığın hakimi olarak- karşımıza çıkmaktadır.
12. yüzyıldan Saltuklu eseri Erzurum Tepsi Minare ve Artuklu eseri Harput Ulu Camii minareleri gibi erken örnekler oldukça basık ve kalın gövdelidir.
13. yüzyıl örnekleri daha ince uzun olmaya başlar. İlk yarıdan olan örnek lerde dekor henüz çok sadedir. Düz kilit örgülü gövdede sırlı tuğlalı veya çini mozaikli basit bilezikler görülür. 6unlar
Sayfa 70 - * Kültür bir mozaiktir ve geçmişin, geçmişe dair birikimin izlerini taşır. O nispette yaratma tabiri yaratılmış olana yalnızca keşfetme imkanı verir. Zira akılda beden misafirhanesindendir.
Arslan çeşitli devir ve kültürlerde daima kuvvet ve kudret sembolü olarak görülmüştür. Bu nedenle sarayları, tahtı, şehri, kaleyi, yapıyı kötülükten, düşmandan koruyan bir unsur gibi kullanılmıştır. Özellikle Büyük Selçuklu ve İlhanlı devri el sanatlarında tahtı koruyan arslan figürleri yaygındır.
Arslan büyük olasılıkla aynı zamanda arma, totem olarak da düşünülmüştür.
Dede Korkut kitabında arslan ana olarak geçer. Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhusrev'in paralarından ve daha önce sözü geçen İncir Han portalindeki kabartmalardan da bildiğimiz gibi arslan sultanın arması olarak kullanılmıştır. Selçuklu sultanlarının Alparslan, Kılıçarslan gibi arslanlı isimleri sevdikleri anlaşılmaktadır.
Bunun dışında, Şaman etkilerinin İslam tarikatlarında kalıntılarıda Anadolu Selçuk sanatında bol arslan görülmesine yol açmıştır. Anadolu'da yaygın bir inanca göre arslan ağızlarından akan sularla abdest alınır, şifa niyetine içilir. Tanıttığımız, arslan başı çörtenler bu inanışa göre ayrı değer kazanır. Özellikle Bektaşilikte arslana verilen önem büyüktür ve Haydar adıyla anılır. Hatta Hazreti Ali "Haydar-ı Kerrar"dır (tekrar tekrar arslandır). Tokat bölgesinde Bektaşi etkileri yoğundur. Arslanlı mezar taşlarına bu bölgede rastlanması bununla ilgili olabilir. Bunların Hazreti Ali sembolü olması mümkündür.
Selçuklu taş işçiliğinde bitkisel unsur, geometrik motifler, yazı ve daha az olarak figürlü dekor ana bezeme unsurlarıdır. Bitkisel dekorda ana motif üç dilimli palmet yapraklarıdır. Bazen sadece yarım palmet yaprağı işlenmiştir.
Çoğu kez de yarım ve tam palmetler girift bir bitkisel ağ, arabesk meydana getirir. Yarım ve tam palmetlerin uçlarında meydana gelen düğüm gibi kıvrılmalar (volut), Türk bezeme sanatının en belirgin özelliğidir. Yaprak bezemeleri bazen daha çok lotusa benzer şekillerde bordürler meydana getirir. Bizans devri devşirme (Spolie) sütun başlıklarının etkisi ile çok stilize akantus yaprakları da kullanılır. Bunlar genellikle iki katlı yaprak sırasına sahiptir. Çok rastlanan, yaprak ve arabesklerden oluşan desenlerin yanı sıra, Divriği Ulu Camii, Konya İnce Minareli Medrese, Erzurum Çifte Minareli Medrese portallerinde olduğu gibi, adeta bitkisel bir heykel şeklinde, hayat ağacı kaynaklı iri desenlere de rastlanır.
Ahşap işçiliğinin en ilginç örneklerini minberler sunar. Erken İslam sanatın da ilk kez en bol ahşap minber örneğini Anadolu Selçuk sanatında buluruz.
Minber, camilerde cuma günleri hatiplerin hutbe okumak için üzerine çıktıkları merdivenli yüksek kürsüdür. Minber kelimesi Arapçada kaldırmak ve yükseltmek anlamına gelen "Nebr" kökünden üretilmiştir. Minberler kapı, gövde (merdiven, korkuluk, yan aynalıklar, süpürgelikler) ve şerefe veya taht (sahanlık, kubbe, külah, alem) bölümlerinden meydana gelir. Camilerde kıble duvarında mihrapların sağında yer alırlar.
(...) Mısır'da Eski Kahire'de bulunan, Abbasilere ait olduğu kabul edilen 8.-9. yüzyıldan kalma kufi yazılı, geometrik desenli ve tek düğümlü halı parçaları büyük bir aradan sonra İslam sanatına ait ilk örnekler olarak dikkati çeker ler. C.J. Lamm tarafından bulunan ve İsveç'e götürülen 100 kadar halı parçası arasında yer alan bu örnekler kahverengi, koyu mavi, zeytin yeşili renklerle dokunmuştur. Abbasilerin ana merkezleri lrak'ta da halı kullandıkları ve yaptıkları kabul edilmektedir. Abbasilerin Türk askerleri için kurdukları Samarra şehri ve burada görülen yoğun Türk sanatı etkileri, büyük olasılıkla halı sanatının burada gelişmesine etken olmuştur. Fustat'ta bulunan Abbasi halılarıda Samarra halısı olarak kabul edilmektedir.
Selçuklu devri çadır tasvirleri, eğlence sahneleri, gömülme adetleri, kıyafetle ri, mimari tasvirleri, tabiata verilen önem bu minyatürlerde ekspresyonist bir anlatımla sunulmaktadır. Kuwetli kırmızı, mavi ve siyah renkler kullanılmıştır. Stilize üslOpla işlenen Varka ve Gülşah minyatürlerinde Beyşehir Kubadabad Sarayı çinilerinden tanıdığımız, kökü Uygur resmine kadar uzanan yuvarlak yüzlü, uzun örgülü saçlı, çekik badem gözlü, keman kaşlı, ufak ağızlı tipler görülür. Renkli kaftanlar giymiş ve hareketli canlandırılmışlardır. Bu figürlerin çok benzerleri İran'da Rey merkezinde yapılan minai seramiklerde görülür.
Hayat ağacı tasvirleri Anadolu Selçuklu mimarisinde ilginç kompozisyonlarla karşımıza çıkar. Bu kabartmalarda kartal, ağacın tepesinde hakim durumda görülür. Ağacın dallarında bazı örneklerde kuşlar ve narlar dikkati çeker.
Ağacın altında çoğunlukla arslan çifti veya Erzurum Çifte Minareli Medrese'de olduğu gibi ejder çifti yer alır.
Divriği Ulu Camii, Niğde Hüdavent Hatun Türbesi örnekleri gibi arabesk zemin üzerinde işlenen kartallarda, arabeskin özetlenmiş olarak hayat ağacını temsil ettiği kanısındayız. Bu örneklerde kartalların kanat veya kuyruk uçlarında, bazen de ayrı olarak çift ejder başı yer alır. Böylelikle hayat ağacı, çift başlı kartal ve bekçi yaratıklar olarak ejder çifti kompozisyonu tamamlamış olur. İnce Minareli Medrese Müzesi'nde sergilenen, Konya Alaeddin Sarayı'ndan gelme alçı fragmanlarında, Akşehir Kileci Mescidi ahşap kapı kanatlarında, Konya Mevlana Müzesi'nde sergilenen bir ahşap rahle üzerinde de hayat ağacı yerine arabesk zemin üzerinde çift başlı kartal ve ejder başlarını, rahlede ise arslanları görürüz.