AĞIT VE TÜRKÜ, aşiret hayatının bir parçasıdır. Hayatı ıstıraplarla geçen bir toplum elbette ki, ızdırabını bir şekilde dile getirecektir. Acı ile karışık keyf haliyle elini kulağına atar veya bir kayaya yaslanıp söyler türküyü, ağıdı. İçi yanan bir ananın feryadı, kana bulanmış bir kefeni kucaklayan bir babanın boğazına düğümlenen sözler, gözyaşı ile birlikte ancak böyle yerine ulaşabilir.