Anadolu'da Büyük İsyan 1591-1611

William J. Griswold

Oldest Anadolu'da Büyük İsyan 1591-1611 Quotes

You can find Oldest Anadolu'da Büyük İsyan 1591-1611 quotes, oldest Anadolu'da Büyük İsyan 1591-1611 book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Celali isyanlarının niteliği olarak yazarın düşüncesi
Bu Bu kitap celalilerin sosyal devrimci olmadıklarını, uzun vadeli ideolojik amaçlı olmadığını, padişahın onları tekrar Osmanlı sisteminin içine almasını sağlamak için Anadolulu kardeşlerini sürükledikleri korkunç felaket yü-zünden hiçbir sorumluluk duymadıklarını belirtir.
Sayfa 2 - Tarih Vakfı
Celali isyanları diye anılan yığınsal ayaklanmalara ilişkin Kramer in savları hâlâ geçerli, ama ortaya attığı önemli konulardan bazıları üzerinde daha fazla durulabilir ve bu konulara açıklık getirilebilir. Osmanlı yönetimi Anadolu'da güçten düşedursun, tam bu dönemde isyanla yüzyüze gelmiş olması, yalnızca kuşatmaların iyi yönetilememesi etmenine bağlanamaz. Tımar sistemindeki değişiklikler, baştakilerin yetersizliği, Avrupa'da yaşa¬nan fiyat devriminin etkisi gibi hemen akla gelebilecek üç etmenin, Osmanlı yönetim çarkının o günlerde işlemez duruma düşmesinde önemli payı vardır.
Tarih Vakfı
Reklam
İran-Safevi savaşları:
Oysa, Osmanlı zaferleri çok pahalıya malolmuştu. Sadrazam Siyavuş Paşa'nın, 996/ 1588'de itiraf ettiği gibi, Osmanlı gelirleri harcamaların üçte biri oranında açık veriyordu . Bu bir yana, uçsuz bucaksız Şii toprak­ larının ele geçirilınesiyle, kendi aralarında bölünmüş olan İran Safevileri kinlenmiş, yitirdiklcri toprakları geri almak için and içmişlerdi.
Venedik belgelerinde Osmanlı-Safevi savaşı:
1583 yılına dair: "Üç ay içinde ele geçirmeyi umdukları Iran için Osmanlılar dört yıl savaştılar, iki ordu elden çıkardılar, çok büyük miktarda para yitirdiler; karşılığında, başlarına bela aldıklarıyla ve boşa para harcadıklarıyla kaldılar."
Anadolu Türklerinin başkent tarafından dışlanması:
Sancakbeyi rütbesindcn yukarı komutanlar kapıkuluydu ve bunların çoğu Balkan kökenli Hıristiyan devşirmeler ya da onla­rın çocuklarıydı. Osmanlı kurmay sınıfının bu seçkin komutanları arasında birbirlerine karşı güçlü sadakat duyguları vardı. Bu önderler, Anado­lu'dan çok, Rumeli halkı ve sorunlarıyla ilgiliydiler. Dönemin çağdaşı bir yabancıya göre, Anadolu halkı başkentte "kötü asker" olmakla ün yap­mıştı ve "yontulmamış Türkler" kapıkulu devşirmelerinin tersine, seçkin­ lerce küçümseniyordu.
16.yy'da Habsburg-Osmanlı rekabeti:
Osmanlılar ile Habsburglar arasındaki gerilim tırmanarak 1593 yılmda doğrudan savaşa dönüştüğü sıralarda kimse savaşın on üç yıl süre­bileceğini kestiremezdi. 1001/ 1593'te Kulpa ırmağı boyunda uğranılan feci yenilginin ardından İstanbul'daki savaş yanlıları bir karşı zafer için bastırırken, muzaffer Habsburglar savaş üstünlüklerini artırma çabasındaydılar. Avusturya orduları Tuna boyundaki Osmanlı topraklarını ele ge­çirmek amacıyla harekete geçti. 1595 'te orta Macaristan'daki Estergon/Gran kenti Hıristiyanların eline düştü. Osmanlılar karşı saldırıya geçti. Sultan III. Mehmed'in ordusu 1596'da Eğri/Erlav kentini aldı. Bu çatışmada Osmanlılar, son adam ve hayvana değin, varlarını yok­larını ortaya koymuşlardı.
Reklam
1596 Hacova Savaşı (bir nevi pirus zaferi)
Kapıkulu paşasımn hırsı kazandığı zaferin büyüklüğüne denkti. Artık Osmanlı İmparatorluğu 'nun tamamını yönetebileceğine güvenen Cağala­zade Sinan Paşa hızla padişahın çadırına daldı ve sadaret mühürünü nere­deyse açıkça istedi. Canını kıl payı kurtarmış olmanın ve hızla gelişen olayların şaşkınlığı içinde olan III. Mehmed hiç düşünmeden makamı Si­nan'a ihsan ettiyse de, sadaret mührü daha bir iki gün bulunamadı. İl­ginçtir: Osmanlı süvarileri sayıca o denli azalmıştı ki, ordu, yenilgiye uğ­ratılan Habsburg birliklerinin geride bıraktığı doksanın üzerinde topu çe­kip götüremedi.
Haçova'da yaptıkları yanlıştan dönemeyen Osmanlılar, Anadolu'da artan şiddet ve zorbalığı geleneksel yollardan önlemek için çaresizce çırpınıyorlardı. Gön­derdikleri yerel askerlerden oluşan birlikleri de askeri bakımdan üstün Celaliler kolayca dağıtıyordu. Macaristan' da çarpışınak üzere sekban toplamış olan yerel asi alaybeyleri kendilerine bağlı işsiz güçsüz kalmış bu sekbanlara şimdi Celali saflarında iş bulabiliyorlardı . Her Celali zaferinden sonra, iş arayan daha çok sayıda başıboş reaya ganimetten pay almak için Celalilere katılıyordu . Osmanlının Haçova'dan sonra yaptığı en kötü yanlış, Anadolu içlerinde yaşanan çaresizliğin derinliğini, yaygın olağanüstü ruhsal çöküntü ile yoksulluğu doğru yorumlamamış olmasıydı .
1606 yılına gelindiğinde, Macaristan'daki Osmanlılar, askeri zaferlerden vazgeçip, dha çok siyasi anlaşmalara yönelerek bir siyaset değişikliğine kalkıştılar: Hı­ristiyan Habsburglarla barış istediler. Anadolu'nun parçalanmaya doğru gidişini devlet ancak böyle durdurabildi.
Anadolu'nun asi ama deneyimli sekbanlarının, olağanüstü etkili bir or­du düzeni içinde nasıl örgütlenebileceğini gösteren ilk eğitimli Osmanlı askeri, daha çok Karayazıcı adıyla bilinen, Abdülhalim adlı bir Türk'tür. Halep'teki Venedik konsolosu Vincenzio Dandolo Karayazıcı'yı "kısa boylu, esmer ve sol eli çolak," diye anlatıyor ve Karayazıcı lakabını, Halep paşasına katiplik yaptığı için aldığını iddia ediyor.
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.