" İnsanın düşkünlüğünü, sefaletini bilirdim ama ruh sefaletinin bu kadar karanlığını görmemiştim. İnsan diye emek verdiklerimin hemen hemen hepsi de ruh ve mana mefhumuna yabancı, menfaat kölesi birtakım haşerelermiş. "
“Hizmetine ömrümü harcadığım memlekette dostlarım kalmadı gibi bir şey. Adeta yapayalnızım, boşlukta ve adeta etrafımdakilerden başka bir dünyadayım. İnsanın düşkünlüğünü, sefaletini bilirdim ama ruh sefaletinin bu kadar karanlığını görmemiştim. İnsan diye emek verdiklerimin hemen hepsi de ruh ve mâna mefhumuna yabancı, menfaat kölesi bir takım haşerelermiş. Ahlâksızlığın ummanı olan bu Şark'ı yaşadıkça tanıyorum. Burada insanı fenerle arayanlar yanılmamışlar. 'Müslümanız diyen insan yığını' yok mu? Onlar Şark'ın en aşağı tabakasını teşkil ediyor. Müslümanlık, yaşanan şekliyle Müslümanlık Şark'ı bitirmiş. Buraya artık ne ilim girer, ne ahlâk; ne de Allah uzanır bunlara. Bunların önce her şeyi bırakıp insanlık devrine girmesi lazım."
Hareket’in 39’da çıkan serisini arzuluyorsun. Maalesef şimdi onun okuyucusunu bulamayız. Başlatmaya çalıştığımız fikir çığırı, çığırtkanların eline geçti. Ona İslâm maskesi taktılar. Biz elleri bağlı, bu hâlin şaşkın seyircileri hâlinde kaldık
1965
"hizmetine ömrümü harcadığım memlekette dostlarım kalmadı gibi bir şey. adeta yapayalnızım, boşlukta ve adeta etrafımdakilerden başka bir dünyadayım. insanın düşkünlüğünü, sefaletini bilirdim ama ruh sefaletinin bu kadar karanlığını görmemiştim. insan diyerek emek verdiklerimin hemen hepsi de ruh ve mana mefhumuna yabancı, menfaat kölesi bir takım haşerelermiş. ahlaksızlığın ummanı olan bu şark'ı yaşadıkça tanıyorum. burada insanı fenerle arayanlar yanılmamışlar. 'müslümanız diyen insan yığını' yok mu? onlar şark'ın en aşağı tabakasını teşkil ediyor. müslümanlık, yaşanan şekliyle müslümanlık şark'ı bitirmiş. buraya artık ne ilim girer, ne ahlak; ne de allah uzanır bunlara. bunların önce her şeyi bırakıp insanlık devrine girmeleri lazım."