Anafartalar Muharebatı'na Ait Tarihçe

Mustafa Kemal Atatürk

En Eski Anafartalar Muharebatı'na Ait Tarihçe Gönderileri

En Eski Anafartalar Muharebatı'na Ait Tarihçe kitaplarını, en eski Anafartalar Muharebatı'na Ait Tarihçe sözleri ve alıntılarını, en eski Anafartalar Muharebatı'na Ait Tarihçe yazarlarını, en eski Anafartalar Muharebatı'na Ait Tarihçe yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu eser, Atatürk'ün el yazısile, bir okul defterine yazılmıştır. Bunların, şüphesiz, en kıymetli bir tarafında, hâdiseleri sıcağı sıcağına tesbit etmiş olmasıdır. Vak'aların bütün heyecanını yazının karakterinden, bazı yerlerinin gayet sert şekillerle yazılmış olmasından daha iyi hissediyoruz. Bu yazılar faksimile usulile neşredildiği zaman, Atatürk'ün enerjisini, heyecan ve asabiyetini âdeta gözle görmek mümkün olacaktır.
Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2. Baskı: 1990 | Giriş - Uluğ İğdemir
- Niçin kaçıyorsunuz? dedim. - Efendim düşman! dediler. - Nerede? -İşte, diye 261 râkımlı tepeyi gösterdiler. "Filhakika düşmanın bir avcı hattı 261 râkımlı tepeye yaklaşmış ve kemâli serbestiyle ileriye doğru yürüyordu. Şimdi vaziyeti düşünün: Ben kuvvetlerimi bırakmışım, efrat on dakika istirahat etsin diye... Düşman da bu tepeye gelmiş... Demek ki düşman bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman, benim bulunduğum yere gelse kuvvetlerim pek fena bir vaziyete düçar olacaktı. O zaman artık bunu bilmiyorum, bir muhakeme-i mantıkiye midir, yoksa sevki tabiî ile midir, bilmiyorum; "Kaçan efrada: - Düşmandan kaçılmaz, dedim. - Cephanemiz kalmadı, dediler. - Cephaneniz yoksa, süngünüz var, dedim. "Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayırı'na doğru ilerlemekte olan piyade alayı ile cebel bataryasının yetişebilen efradının marş marş'la benim bulunduğum yere gelmeleri için yanımdaki emir zabitini geriye saldırdım. Bu efrat süngü takıp yere yatınca düşman efradı da yere yattı. Kazandığımız an bu andır.
Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2. Baskı: 1990 | Giriş | Ruşen Eşref Ünaydın - Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülâkat kitabından
Reklam
"Biz ferdî kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Yalnız size Bombasırtı vak'asını anlatmadan geçemiyeceğim. Mütekabil siperler arasında mesafemiz sekiz metro, yani ölüm muhakkak, muhakkak... Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına kâmilen düşüyor, ikincidekiler, onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayanı gıpta bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir fütur bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kur'anı Kerîm, cennete girmeğe hazırlanıyorlar. Bilmiyenler kelime-i şehadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren şayam hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur."
Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2. Baskı: 1990 | Giriş | Ruşen Eşref Ünaydın - Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülâkat
...kolordu erkâniharbiye reisi: "Bu arazide ancak çeteler yürüyebilir" dedi. Kolordu kumandanı bana tevcihi hitap ederek dedi, ki: - Düşman nereden gelecek? (Elimle Arıburnu cihetini ve Suvla'ya kadar bütün sahili göstererekten) buradan! dedim. - Peki, farzedelim, ki oralardan gelsin! nereden hareket edebilecek?. - (Tekrar elimle Arıburnu cihetinden başlayarak Kocaçimen tepesine doğru bir nısıf daire işaret ettim) buradan hareket edecek! dedim. Kolordu kumandanı gülerek omuzumu okşadı ve: - Merak etme Beyefendi gelemez! dedi. Tefhimi meramın gayri mümkün olduğunu görünce, artık tatvili münakaşaya lüzum görmedim. Yalnız "inşaallah efendim, sizin takdiriniz veçhile olur." demekle iktifa ettim. [Tasavvur ettiğim ve tasvirine çalıştığım hasım teşebbüsatı 24 temmuzdan itibaren aynen vaki olmağa başladığı zaman, iki ay evvel maruzatımı takdir etmemekte ısrar edenlerin nasıl mütehassis olduğunu bilemem. Yalnız fikren hazırlanmamış oldukları harekâtı hasmane karşısında pek nakis tedbirlerle vaziyeti umumiyeyi ve vatanı pek büyük tehlikeye maruz bıraktıklarına vekayi şahit oldu.]¹
Sayfa 15 - Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2. Baskı: 1990 | ¹Parantez içine alınan son kısım sonradan kırmızı kalemle çizilmiş.
Muharebede kuvvetten ziyade, kuvveti maksada muvafık sevk ve idare etmek mühim olduğu düşünülmüyordu.
Sayfa 23 - Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2. Baskı: 1990
Bazı kumandanlarca mesuliyet yükünü başkalarına yükletmek cihetlerine sapılmağa başlandığı zehabına bile düşüldü. Hakikaten mesuliyet yükü her şeyden, ölümden de ağırdır.
Sayfa 24 - Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2. Baskı: 1990
Reklam
130 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.