Kendin olup, oyundan çıkıp sahneyi terk etmek ve hiçbir role, kimliğe bürünmeden, sadece olması gerekene yani kendi özüne varmak onun istediğini hissetmek, bilmek ve yaşamında uygulamak, çok mu zor? Vazgeçe-bilmek, teslim olabilmek, rolleri reddetmek, sevilmemeyi göze almak, gülün dikeni olmak, toprağın balçığı, gökyüzünün karanlık ve gök gürültülü haline gelip, toplumun biçtiği kaftanı yırtıp, en çıplak hali ile doğmayı seçebilir mi insan?
Hayatı bir oyun olarak görüyor musunuz halen? Rollerinizi, yükünüzü, seçimlerinizi, fark ediyor musunuz? Üstelik kendi hayatınızda başrol oynamaya çalıştıkça, başkalarının hayatlarındaki rollerinizi görüyor musunuz? Işıkçı olan sizi, yönetmen, rejisör, kameraman, figüran, yardımcı olan sizi ve davranışlarını kavrayabiliyor musunuz? Sürekli olarak hayatlarımıza müdahale edildiğini bağıran siz, kimlerin hayatına ne kadar müdahale ediyorsunuz? Kimin canı sizden dolayı yanıyor? Gerçekten ifade ettiğiniz, dile geldiğiniz ve isyan ettiğiniz kadar masum musunuz?