Düşünme ile incelemeyle endişeler ve acılar içinde geçen yıllardan sonra dünyanın deliliği ve hilelerinin kırılmış prangalarından kalktım; özgürlük ve eşitliğe giden yeni bir yaşamın eşiğinden atlamak için. Kalplerimizin baskıya karşı duyduğumuz nefret ile özgürlüğe beslediğimiz sevgiyle coştuğu o günler muhteşemdi!
Halk -dünya emekçileri, üreticileri- benim için evreni oluşturu yor. Yalnızca onlar önemli. Öbürleri, var olmaya hakları olmayan parazitlerdir. Gerçekte olmasa da, dünya hak olarak halka aittir.
Kanunla doğru olanı karıştırmak olanaksız; birbirinin zıttı şeyler. Kanun ahlaksızdır: Yönetenlerin ve rahiplerin işçilere karşı, onların ezilmesini sürdürmek için kurdukları gizli bir ittifaktır. Kanunlara uymak demek, doğrudan olmasa da bu ittifakı kabul etmek demektir. Bir devrimci gerçekten ahlaklı olandır: onun için insanlığın çıkarları önceliklidir;
onları ilerletmek yaşamının tek amacıdır. Hükümet kanunlarıyla ortak düşmandır. Halkın bu korkunç belaya karşı yürüttüğü kutsal mücadelesinde tüm silahlar mübahdır. Kanun! Yüzyılların temel suçudur. İnsanoğlunun yolu, akıttığı kanla ıslanmıştır. Bu büyük suçlar Doğruyu belirleyebilir mi? Bir devrimci böyle bir komediyi kabul mü edecek? Bu, insanlığın köleliğinin sonsuzlaştırılması demektir.