Doğru bildiğimiz ne varsa aslında hepsinin birer yanlış olduğunu ortaya koyuyor bu kitap. Emma Goldman'ın arkadaşı olması ile öncelikle ilgimi çekmişti. Ardından kitabın içine girdikçe, doğru bildiğimiz tarihin, aslında nasıl da yanlış aktarıldığını, en güven duyduğumuz düşünce adamlarının aslında hiç de masum olmadığını, ne affedilmez yanlışlar yaptıklarını görüyorsunuz. Ben bu kitapla, Rus Devrimi'nin, Lenin'in, Stalin'in aslında çok da bilinmeyen yüzleri ile karşılaştım. Beni çok farklı yerlere, araştırmalara götürdüğü için müteşekkirim yazara. Sanırım onun da amacı buydu.