Tunaya'ya göre, Kurtuluş Savaşı sırasında çarpışan birbirine zıt akımlar, muhafazakâr ve devrimci diye özetlenmek gerekir. Birincilerin tutumu "cezaya rıza" göstermek, mütareke şartlarına boyun eğmek, Müdafaa-i Hukuk ve İttihatçı düşmanlığında birleşmek, yeni bir devletin kurulmasına karşı çıkmak, milliyetçilik ilkesini bir yana itmek gibi özelliklerle kendini belli ediyordu. Devrimciler ise milli devlet formülüne, bunun içeriği demek olan milli egemenlik,bağımsızlık ve demokratiklik ilkelerine bağlıydılar. Yeni devlet ne komünist, ne saltanatçı, ne de hilafetçi olacaktı.Bu, sömürgeciliği reddeden, bağımsız ve tek egemenlikli bir devlet olmalıydı. Bunun da yolu, yukarıda da değinildiği gibi, milliyetçilik ve "kolektif hürriyet"in elde edilmesinden geçmiştir.