"İşte bu an yıldızların doğuşuna koşuyor kapıyor gözlerini,
gecenin sardığı ayı bile saklıyor hiç ışımamışçasına.
İşte o an erken çöken karanlıktı.
Erken çöken karanlık ne aydınlatır ne gün batırır,
uzamsız -zamansız hiçliğin kayboluşunda orada öylece asılı kalır.”
"Yağmur yüklü bulutlar geceyi mi bekler bizim gibi… Kelimelerin cambazlıkları türlü türlü diyaloglarla mı konuşur bu vakit. Ama benim aradığım bir başka tarif. Sakıncalı bir anlatımla imgelemler gölünde suya girmek sanki üstü örtülü niyetim…"