22 yaşında yada daha da büyük olmak masal okumak, çizgi film izlemek veya yeni oyuncaklar almak için engel değildir. Yalnızca gerçeklerin farkına vardığımız için eskisi gibi eğlenceli gelmez çoğu zaman bizlere.
Çocukken Andersen Masallarını okuduğumda hiç bu kadar sinirlenmemiş ve etkilenmemiştim. Benim için sadece renkli, büyük yazılı ve okumamı ilerletmem için birer araçtılar sanırım.
Ancak şuan...
"Kırmızı Ayakkabılar" masalını hepimiz biliriz hani sürekli dans eden hiç durmayan, bu yüzden bir kız çocuğunun ayakları kesildi. Sadece annesi ayakkabıları giyme dedi ve o ayakkabıları çok sevdiği için giydi. Bu yüzden neden bir kız çocuğunun ayakları kesilsin ki?
Bir asker, cadının elindeki çakmağı alabilmek için cadının kafasını kesiyor.
Çocuklar bunlardan nasıl bir ders çıkarabilir ki?
Yanlış düşünüyorsam lütfen bana doğrusunu anlatın çünkü gerçekten okuduklarıma inanamıyorum.
Keyifli okumalar diyemeyeceğim, çünkü hiç keyifli şeyler yazmıyor.