siyah bir tekne... taşınıyordum işte... üstümde beyaz
çaputlar vardı ve boylu boyunca uzanmıştım...
Ölüler Kitabı bırakılmıştı yanıma...
uzaklarda Anubis bir yüreği tartıyordu...
unutmadan önce bir ametist içiyor
karpaçyo’lu bir kadın
rüzgârlar sarayında geziniyor
bir botanik bahçesinde gezinir gibi
fiji adalarından bir mektup alıyor
azteklere yazıyor
hiçbir şey yansıtmayan bir aynaya yazıyor
“no hay olvido”
unutuş yoktur