AIDS’i o zaman öğrendim ki moda idi öğrenmek. Hatta iyi hatırlarım ilk defa Tercüman Gazetesi’nde (tabii ki Ilıcaklar’ın Tercüman’ı o zamanlar tekti) görmüştüm haberi. “Dünyayı Aids saracak..., kıyamet alameti..., şu kadar insan 2000’li yıllarda bu yüzden ölecek...” falan diye de ödüm kopup, eteklerim tutuştuydu. Çünkü ben 2000 yılında 26 yaşımda olacaktım ve adı bile garip olan bir hastalıktan dolayı öl
mek istemiyordum. Babama sormuştum “Baba ya! Nedir bu AİDESE?” diye. O da bana “Bak oğlum! Allah insanları kadın ve erkek olarak yaratmıştır. Bunlaaar gidip maymunlarla... “ der demez, durumu
hemen çakıp oradan uzaklaşmıştım. Çünkü bir baba “Bak oğlum!” diye sözlerine başlarsa oradan hemen kaçmak gerekirdi. Bu tür şeyleri
ağabeylerimizden öğrenmek en iyisiydi.