Anne, neden büyüdün ki? Garip bir şekilde Anne'in büyümesine üzüldüğüm bir kitap oldu, Anne'i çocukluk ve saflıkla o kadar bağdaştırmışım ki onun büyümesi, öğretmen olması çocukluğunu yitirmesi içimde bir burukluk yarattı. Ama yine aynı hayalperestliğini ve pozitifliğini koruyan karakterimiz, yeni yeni zorluklarla, olaylarla mücadele etti bu kitapta, hayata atıldı büyüdü serpildi... Toplumun aktif bir üyesi olmaya başlamakla birlikte herkese de kendini sevdirdi.
Kitapta daha çok Gilbert görmeyi bekledim. Anne büyüyordu ve ilişkileri de değişir diye düşünüyordum fakat beklediğim Gilbert içeriğini alamadım bu kitapta da. Sanırım 3. kitabında Gilbert ve Anne'i görmeye başlayacağız çünkü hayatının bir evresi daha biten Anne'i artık tamamen yetişkin bir kız olarak Gilbert Blythe ile üniversiteye gitmek üzereyken bıraktık. Anne'e kör kütük aşık olan Gilbert'a karşı, ne yazık ki hayallerini süsleyen kız hislerinden emin değil. O kadar gerçekçi bir hayat hikayesi ki gerçekten yaşamış birinin hikayesini dinliyor gibiyim. Bu kitapta bazı sinir bozucu karakterler karşımıza çıkmasına karşın Anne pozitifliğinden ödün vermiyor her seferinde şaşkınlığa uğratıyor beni. Matthew'un eksikliğini hissettiğim bir kitap oldu, zaten kaybettiğimizden beri kendi akrabam ölmüş gibi içim sızlıyor. Bu kitabın böyle bir etkisi var, sizin arkadaşlarınız aileniz oluyorlar, gidince de burukluk yaratıyor. Anne'i hala tanımıyorsanız kesinlikle tanımalısınız, zamanının çok ötesinde bir karakter...