Bu kitabı okuduktan sonra Türk olduğum için , Türkiye 'de yaşadığım için Allah'a şükrettim. Beni okutup bir meslek sahibi olmamı sağladıkları için anneme ve babama bir kez daha müteşekkir oldum. Ve ülkemizi kurtarıp biz kadınların daha iyi bir hayat yaşamasına vesile olduğu için Atatürk'e tekrar şükran duydum. Hala Atatürk düşmanı olan varsa - özellikle kadınlara sesleniyorum- okuyun bu kitabı.
Annesi İngiliz, babası Yemenli olan Zana Muhsen, kız kardeşi Nadia ile birlikte sözde tatil için , babaları tarafından Yemen'e gönderiliyor. Fakat Zana ve Nadia, babaları tarafından satılıyor ve zorla evlendiriliyorlar. Üstelik henüz 15 ve 16 yaşlarındalar. Yaşam koşulları tamamen ilkel. Kadınlar tamamen köle. Başları üzerinde kilometrelerce öteden ağırlıklarınca su taşıma, hiçbir teknolojik alet olmadan ev işlerini yapma, pislik ve sefalet içinde yaşama, tecavüz, dayak, alıştıkları hayatın çok çok ötesinde zor bir hayat... Üstelik henüz bedenleri bile hazır olmadan, evde zor şartlarda doğurarak çocuk yapmaya zorlanma. Ancak Zana pes etmiyor ve kurtuluyor. Oğlunu ve kardeşi Nadia'yı geride bırakarak. Okurken tüyleriniz diken diken olacak, özellikle kadın iseniz.
Kitabın devamı Nadia'ya Sözüm Var 'da ise geride bıraktığı kardeşini kurtarma mücadelesini anlatıyor Zana Muhsen. Şimdi Nadia'ya Sözüm Var'a başlıyorum. Bakalım Nadia da kurtulabilecek mi?