Annemi Bir Kez Daha Görebilsem
Zana MuhsenAnnemi Bir Kez Daha Görebilsem Reviews
You can find Annemi Bir Kez Daha Görebilsem reviews, Annemi Bir Kez Daha Görebilsem book reviews, Annemi Bir Kez Daha Görebilsem ratings on 1000Kitap.Birminghamlı kız, Nadia ile Zana, Yemen'e babaları tarafından tatile gönderildiklerinde, onlara bir serüven yaşayacakları anlatılmıştı. Harika sahilleri görmeyi, eyersiz ata binmeyi ve deve yarışlarını izlemeyi umut etmişlerdi. Ama kendilerini on dört ve on beş yaşlarında, Mokbana bölgesindeki kabile köylerinden birinden kendileri gibi çocuk denecek yaşta iki delikanlı evlendirilmiş buldular. Bu erkeklerin kurallarının hüküm sürdüğü dünyada, kadınların neredeyse hiç hakları yoktur; kesinlikle kendi yaşamları üzerinde kontrolleri bulunmamaktadır. Aileleri içinde, tümüyle erkeklerin baskısı altında yaşarlar. Erkekler, onların üzerinde yasadır. İki genç kızın yüreğinizi parçalayacak tüylerinizi ürpertecek gerçek yaşam öyküsünü büyük kardeş Zana Muhsen kaleme almış.
Tıpkı kitabın kapağındaki kısa tanıtım cümlesinde anlatıldığı gibi, çocuk denilecek iki kız kardeşin yürek parçalayan acı hikayesi. Yemen'de geçen acımasız 13 yıl. Yaşamaya mecbur bırakılan kölelik içeren hayatların dramı.
Zana Muhsen’in kendisi ve kız kardeşi Nadia’nın acıklı öyküsünü anlattığı gerçek bir hayat hikayesi.
Zana ve Nadia İngiliz bir anne ve Yemenli bir babanın çocuklarıdır. İngiltere’de normal bir hayat sürerken, bir gün babaları onları Yemen’e tatile götürme bahanesiyle para karşılığı başka adamlarla evlendirir.
Zana 8 yıl boyunca Yemen’de yaşadıklarını anlatıyor kitapta, daha sonra annelerinin ve uluslararası kamuoyunun baskısıyla kurtuluyor. Ancak oğlu Marcus ve kız kardeşi Nadia Yemen’de kalıyor. Nadia’nın akıbeti ise bu kitapta mevcut değil.
Kitabı okurken yaşananların gerçek olduğunu düşününce öfkenize hakim olamıyorsunuz. Bu insanlık dışı durumu yaşamış ve hala da yaşayan kadınlar olduğu düşüncesi insanı çaresiz bir öfkeye sevk ediyor. Bir baba nasıl bu kadar acımasız olabilir? Bürokrasi bu vahşet karşısında nasıl bu kadar açmaza girebilir? Okudukça insan daha çok sinirleniyor.
Kitap edebi olarak iyi bir yerde sayılmaz, zaten edebi bir kaygıyla da yazılmamış. Zana Muhsen, okuyucuya başından geçen olayları en genel hatlarıyla sıkmadan aktarmaya çalışmış. Kitap sürükleyici, zaten Zana’nın o cehennemden nasıl kurtulabileceğini merak ederek okuyorsunuz.
Özellikle cumhuriyetin kanatları altında yaşayan kadınlar olarak okumamız gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar…
Selamlar
Kurgudan ibaret diye cümleme başlamak isterdim ancak bir otobiyografi ile karşınızdayım.
İngiliz bir anne ile Yemenli bir babanın birlikteliğin sonunda doğan 7 çocuktan biri olan Zana ergenlik çağına geldiği zaman, babasının binbir hayallerle süslediği Yemen tatilini sabırsızlıkla beklerken başlar kitap (o anki anlatılanlarla Yemen'i sosyo-kültürel olarak tanısamda merakla sayfaları çevirdim.) Sana'ya indiği an sadece yüzünü yakan sıcaklığı değil, öz babasının da gerçek yüzünü görür. 14 yaşında ki genç kız sırf kadınlığa girdiği yaşından dolayı "namus" adı altında ve başlık parası adı altında parayla satılarak hem hürriyetini hemde yaşama hakkını kaybetmesi, 21.yy olmasına rağmen böyle davranışların hala var olması çok sinirlendirdi satırları çevirirken. Kendinden daha sonra diğer kız kardeşi Nadia'nın da aynı kaderi paylaşması, bir türlü kendilerini kimseye anlatamamaları, annesine ulaşmaması ile yer yer üzülüp, yer yer sinirlendirecek bir kitap...
Satırlarca yazabilirim ama kitabın büyüsü kaçsın istemem,okumanızı tavsiye ederim. Sevgiler
Yine bir Orta Doğu Klasiği, yine ilkel korkunç erkil bir dünyayla baş başayız. Orta Doğuda yaşanan her şey zaten iç burkan cinsten. Kitap övüldüğü etkisinin aksine yetersiz bir roman. Teknik açıdan çok dağınık, sistemsiz bir eser. Kitabın en can alıcı noktaları Yemene gidiş(kaçırılış),Yemende 8 yıl, Yemen’den Birminghama dönüş... Eserin bu bölümleri daha çok gezi yazısı niteliğinde. Hikaye hakikaten yürek parçalayıcı cinsten fakat anlatım tekniği ve yazın çok başarısız. Bu hikayeyi başka yerde başka yazından görsek günlerce ağlarız fakat bu duygu yükü bu eserde bana maalesef geçmedi. İki Birminghamlı kız Zana ve Nadia Yemen’e babaları tarafından tatile gönderildiklerinde, onlara bir serüven yaşayacakları anlatılmıştı. Harika sahilleri görmeye, ata binmeyi ve deve yarışlarını izlemeye umut etmişlerdi ama kendilerini 14 ve 15 yaşlarında, Mokbana bölgesindeki kabile köylerinden iki delikanlı ile evlendirilmiş buldular. Zana’nın umutsuzluk içinde Umut arayışı çok anlamlı kılmış romanı zaten bu nevi hikayelerde aşinayız. Üzgünüm kütüphanemde sadece bir okunmuş kitap olarak kalacak :) iyi okumalar... 🕊
13 yaşımdan etibarən kitab oxumağa başlamışam, ancaq ki bu 10 il ərzində bu qədər iztirab içində qıvranaraq oxuduğum başqa bir kitab olmamışdı. Romanda iki bacının həyat hekayəsi nəql edilib. Ataları tərəfindən 14 yaşında ikən satılması, xəbərləri olmadığı halda evləndirilmələri, xəbərsiz şəkildə tətil adı ilə Yəmənə gətirilmələri, gəldikdən sonra evləndiklərini, atalarının onları pul qarşılığında evləndirildiklərini öyrənmələri qələmə alınıb. Əsəri oxuduqdan sonra anladım ki, qadınlar nəinki öz ölkəmdə, dünyanın hər yerində əzab çəkirlər, heç bir söz haqqı tanımırlar.
İngiliz anne, Yemen'li bir babadan olan 2 genç kız tatile gittiklerini sandıkları Yemen'de aslında babaları tarafından başlık parası ile satıldıklarını anlarlar. Bırakın teknolojiyi, musluğun bile olmadığı, her türlü işi kadınların yaptığı, yeni doğan kız çocuklarının sünnet edildiği, 9-10 yaşında evlendirilip kocalarının tecavüzüne uğradığı, haritada bile gözükmeyen bir köyde onlar gibi yaşamaya başlarlar. Kurtulmak için mücadeleye başlarlar ama bu hiç kolay değildir...
Yarım günde bitirdim kitabı, çok etkileyiciydi.
Bir taşın bile değerinin olduğu ama kadının değerinin olmadığı ne çok yer var şu yeryüzünde. Barbarlıklarını sözde dinlerinin arkasına saklamaya çalışarak kendi haklılıklarını savunan insanlar. Öbür dünyada çekeceklerinizden şüphem yok dilerim bu dünyada da yanınıza kalmaz yaptıklarınız!