Antimadde

Frank Close
Zaman geri alınamaz.
Sayfa 108 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Maddeyi yoktan var edemezsiniz.
Sayfa 152 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Talih cesurdan yanadır.
Sayfa 67 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Einstein'e göre...
Eğer cisim ışık hızına yakın bir hızla hareket ediyor olsaydı, kuvvet uygulaması cismin hızını hemen hemen hiç değiştirmeyecekti.
Sayfa 37 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Antimadde
Enerjinin aslında ne olduğunu ilk gösteren Einstein'dır, maddenin aslında yakalanmış enerji olduğu gibi olağanüstü bir sonucu ortaya koymuştur. Enerji donup madde parçacıklarına dönüşürken negatif bir iz bırakır, bu da antimaddedir. Bu derin hakikati ilk anlayansa Paul Dirac olmuştur.
Sayfa 36 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Kişisel özelliklerimiz DNA'larımıza, yani karmaşık moleküllerden oluşan minyatür sarmallara kodlanmıştır. Bu moleküller de atomlardan oluşur, atomlarsa bir elementin -mesela karbonun, hidrojenin, demirin- tek başına var olabilen ve o elementin özelliklerini taşıyan en küçük parçalarıdır.
Sayfa 25 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Bozon ve Fermion
Işık fotonu, maddesiz parçacıkların bilinen yüzden fazla örneğinden biridir sadece. Bu varlıklara “bozon“ denir, isimleri Hintli fizikçi Sadyendranath Bose'dan gelir. Maddenin ve antimaddenin temel parçacıkları olan maddeli parçacıklar içinse, İtalyan fizikçi Enrico Fermi'nin adından türetilmiş “fermion“ kelimesi kullanılır.
Sayfa 73 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Atom ve atom çekirdeği
Her atomun içinde bir iç yapı labirenti vardır. Merkezde yoğun ve sıkışık bir çekirdek bulunur ve atomun kütlesinin hemen hemen tamamını o oluşturur. Mürekkep noktamızı yüz metreye kadar büyütmek atomu görmemize yetecek olsada, atom çekirdeğini gözle görmek isteyecek olursanız noktanın genişliğini 10.000 kilometreye, yani Dünya'nın iki kutbu arasındaki mesafe kadar büyütmeniz gerekir.
Sayfa 27 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Alışıldık roketler ve hatta en büyük kimyasal patlamalar etkileyici görünseler de, atomlarda kilit altında bulunan enerjinin ancak milyarda birini açığa çıkarabiliyorlar.Atom enerjisinin çoğu çekirdeğinde depolanıyor...Füzyon reaksiyonlarında (Güneş'in ve hidrojen bombasının gücü bunlardan gelir, bilinen en kuvvetli patlamalar bunlardır) dahi, maddenin içindeki enerjinin sadece yüzde biri kadarı kullanılır.Hepsini açığa çıkarıvermek için, o enerjinin çok zaman önce maddenin içinde katılaştıran süreçleri tersine çevirmemiz gerekir.Antimaddenin yapabileceği şey işte budur.
Boğaziçi ÜniversitesiKitabı okudu
Tunguzka olayı
30 Haziran 1908 günü hava bulutsuz ve güneşliydi. Sabah saat sekizde çiftçi Sergey Semenov evinin önündeki basamaklarda otururken gökyüzünde devasa bir patlama oldu. Semenov daha sonra bilim insanlarına, ateş topu­nun güneşin ışığını bile koyu gösterecek kadar parlak ve gömleği için “neredeyse vücudumun üstünde yanacaktı” diyeceği kadar, komşusunun gümüş çatal-bıçak takımla­rını eritecek kadar sıcaktı.
Reklam
Belkide "kuantum teorisinin" eksik parçasıdır. Kim bilir?
Karşı konulmaz kuvvetlerin yerinden kıpırdayama­yan nesnelerle karşılaşması fikri sonsuzluk kavramıyla oynaşan bir kurgudur: Filozoflar birbiriyle rekabet ha­lindeki iki sonsuzluğun doğurduğu paradokslar üstüne fikir yürütebilirler, bu paradokslar “benim sonsuzluğum seninkinden büyük” diye çözülür. Ancak her şeyi tüketen şey başka bir maddedir, kelimenin tam anlamıyla, buna antimadde (madde karşıtı) denir.
Paul Dirac
İlk gençliğimde, bilime odaklanmadan önce, Peterborobugh’daki kütüphanede ne varsa okuyan iştahlı bir okur­dum. İki haftaya kadar sizde kalabilecek olan kitapları ödünç alırken kütüphaneci kitabın kapağına yerleştirilen bir kartın üstüne iade tarihini damgayla basardı. Bazı kitaplar o kadar sevilmişti ki kapağın içindeki cep, üs­tünden tarih damgaları taşan kartlarla dopdolu olurdu ve amazon.com öncesindeki o günlerde bir kitabın iyi ol­duğunun en emin göstergesi bu kayıttı. Hangi kitabı ala­cağınıza karar vermenin bir kriteriydi bu, fakat bir süre sonra herkesin okuduğu kitapları okumaktan sıkılmaya başladım ve hangi kitapların en az okunduğunu merak ettim. Pek çok kitap sadece bir-iki kez ödünç verilmişti, ama bunun nedeni kütüphanenin onları yakın zamanda satın almış olmasıydı çoğu kez, fakat nihayet, sadece bir kez, o da yıllar önce seçilmiş bir kitap buldum. Kitabı alan ikinci kişi ben oldum,
“Karşı konulmaz bir kuvvet, yerinden kıpırdayamayan bir nesneyle karşılaştığında ne olur?”
Antimadde, maddenin tuhaf, altüst olmuş gölgesidir; bir şeyin tıpatıp aynı olan eşi, aynadaki aksi gibi, sol, sağ olur, pozitif negatife döner. Döküm alındığında geride kalan kalıp gibi, madde ve antimadde gerçekliğin yin ve yang’ıdır. Deniz kenarında bir çocuk kumdan kale yapmak için ıslak, sert ve katı kumda bir çukur kazdığında, kale maddeyi temsil eder, çukur da antimaddeyi.
Gerçek Nadiren Saftır, Asla Basit Değildir -Oscar Wilde-
Brown’ın kitabı, “GERÇEK” başlığı atılmış bir önsöz­le başlıyor. Bunun içinde “Antimadde ne kirlilik yaratır ne de radyasyon (... ) son derece kararsızdır [ve] ne olur­sa olsun herhangi bir şeyle temas ettiği anda alev alır (...) antimaddenin tek bir gramı, yirmi kilotonluk atom bombasının enerjisini taşır” cümleleri yer alıyor. ABD Hava Kuvvetleri’nin bundan başka bilgiye ihtiyacı yoktu. CERN’e “kısa süre önce (...) ilk antimadde parçacıklarını” yaratmış olma payesi verildi; artık asıl soru şuydu: “bu son derece havai madde dünyayı kurtarmak için mi yok­ sa ( ...) gelmiş geçmiş en ölümcül silahı yapmak için mi kullanılacak?” Buraya kadar okuduğunuza göre cevabı biliyorsunuz. O “gerçekler” en iyi ihtimalle yanıltıcı, hatta yanlıştı; ama Brown’ın romanının o kadar popüler olması pek çok insanın bunların doğru olduğuna inanmasına neden oldu.
Resim