Antonius ve Kleopatra, konusunu tarihten alan tanınmış bir tiyatro eseridir.Shakespeare’nin bu eseri en muhteşem , en mükemmel , en heyecanlı ve en çok şiir yüklü oyunu kabul eden pek çok eleştirmen vardır. Benimde en çok okumayı istediğim ve merak ettiğim romanlardan biriydi haliyle. Ve genel olarak beğendim de sadece oyunun odak noktalarından biri olan aşk pek umduğum gibi değildi. Şöyle ki; Antonius ile Kleopatra'nın ilişkisi öylesine huzursuz ve zaman zaman öylesine yırtıcı, nerdeyse kin diyebileceğimiz bir duyguya o kadar yakındı ki, bu bağın sevgiden çok şehvetten geldiği düşünülebilir. Nitekim Romalılar için de, pis bir şehvet düşkünlüğünden başka bir şey değildir bu aşk. Hatta Enobarbus'a göre Kleopatra, Antonius'un bir türlü vazgeçemediği lezzetli bir Mısır yemeğidir. Aşkın bu şekilde tasviri benim gibi bir romantiğin pek hoşuna gitmedi haliyle. Ancak doğu ile batının çatışmasını çok güzel bir şekilde göstermişti. Kitaptaki evren birbirine tamamıyla aykırı, birbirine ölesiye düşman olan "doğu" ve "batı"ydı, yani Roma ve Mısır'. Roma siyaset ve savaş, iktidar hırsı önde gelen bir erkekler dünyasıyken, bir kadınlar dünyası olan Mısır ise, aşk ve duygunun, keyifle yaşamanın, sevmenin, sevilmenin ön planda olduğu bir dünyaydı. İşte Antonius ve Kleopatra'da asıl trajedi, bu iki dünyanın çatışmasından doğdu bence. Sonuç olarak hoşuma gitmeyen kısımlar olduysa da Shakespeare sonuçta, okunmalı diyorum.