Antropoloji ve Modern Yaşam

Franz Boas

Quotes

See All
"Ne kan bağı ne de dil birliği tek başına bir milleti oluşturur. Milleti meydana getiren şey gündelik alışkanlıklarımızı somutlaştıran duygusal yaşantılarımızdır; bunda her bireyin kendi faaliyetini özgür bir şekilde sergilemesini sağlayan düşünce, duygu ve eylemler etkilidir."
Reklam
"Çalışmanın ulvi güzelliği altında yatan şey zihinsel ıstıraptır; aslında insanın acı çekme arzusu ortadan kaldırıldığı takdirde hepimiz muhtaç insanlara dönüşürüz."
"Beyaz bir adam ile dul bir yerli kadın evlendiğinde, kadın kocasından kalan mülkten ve çocuklarının vesayetinden vazgeçmek zorundadır; iyi eğitimli olsa bile ya sefalet çekmeye ya da yerli bir adamla evlenerek yerel yaşantısına devam etmeye zorlanır. Bu durum, kocası tüm mal varlığını karısına bağışlamak istese dahi bu şekilde gerçekleşir." (Kitabın ilk basımı 1929 dur)
Malezya'da bir ırk çatışmasıKitabı okudu
92 yıl önce Franz Boas
"Bir ulusun politik çıkarlarına ve siyasi iktidarına sadakat göstermenin ulvî bir görev olduğu gençlere öğretilmekte ve bu tür davranışlar ince ince beyinlerine kazınmaktadır, böylece diğer tüm uluslara karşı beslenen rekabet ve düşmanlık duygusu ebedileştirilmektedir. Burada modern devlet yapısını anlamanın tek yolu, vatanseverdiğin kutsal bir şey olarak görüldüğü ve kişinin ilk görevinin ulusal çıkarları korumak olduğunu aşılayan eğitim düzenini incelemektir. Şu da unutulmamalı ki, ulusal talepler ile uluslararası istekler birbiriyle uyuşmamaktadır."
İtalya'da Katoliklik, İskandinavya ve Almanya'da Protestanlık, Türkiye'de Müslümanlık, geleneksel Yahudilik -bunları, yalnızca, erken çocukluk dönemi üzerinde güçlü bir tesiri olan, tüm yeni fikirleri dışlayan otomatik eylemlerle ve düşünce özgürlüğünün noksanlığıyla açıklayabiliriz. Bu koşullar altında yetişen insanların çoğunda farklı bakış açıları belirmez; bu insanların, düşüncelerini özgür bir şekilde açıklamaları için yeterli çabayı göstermeleri engellenir ve bu, zorla kabul ettirilir; ayrıca yeni fikirler ortaya atıldığı takdirde, bazı düşünceler duygusallıkla ortaya dökülür; kabul gören, alışılagelmiş tutumları rasyonelleştirmek için bu yeterlidir, fakat güçlü bir zihin ve karakter üzerinde yeterli değildir. En basit şekliyle şunu söyleyebiliriz ki, resmî dine uygun olarak okulda ve aile içerisinde takınılan tutum, dinî özgürlüğü engellemekte dir.
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
"Eğer çocukları bir temele dayanmadan kitlesel olarak eğitmek istiyorsak, eylem ve düşünce yapılarını geliştirmemiz gerekir. Eğer onları entelektüel olarak ve duygusal özgürlükleri gözeterek eğitmeyi arzuluyorsak, çocukların üzerindeki kalıplaşmış alışkanlıkları kırmak için, bir temele dayanmalı ve iğne deliğinden ipliği geçirirmişçesine ciddi bir çaba göstermemiz gerekir."
Sayfa 137Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.