Bihruz Bey günümüzde zengin ailelerden gelip kendini hiç yetiştirememiş oldukça cahil olan ama bunu beceriksizce gizlemek için her şeyi yapan kişilerin dönemdeki karşılığı. Güzel ve tutarlı bir karakter olmuş. Keşfi Bey ve Mösyö Piyer üzerine daha fazla düşülmesini beklerdim çünkü ilginç karakterlerdi. Keşfi Bey'in Allah cezasını versin.
Kitaptaki bazı aptallıklarına eğlendiğimi söyleyebilirim. Çeviri hatası ile yanlış bir şiir yazması beni güldürdü. Bu olayın kaleme taşınması ve oradaki yazmanların dâhi kelimeyi doğru okumaması aslında Osmanlıca’nın yanlış okunmaya oldukça müsait olduğunu ve halk arasında okumayla ilgili nasıl sorunlar çıktığını da gösteriyor.
Kitabın sonlarına doğru biraz sıkıldığımı hissettim. Çünkü Bihruz Bey, Periveş’in öldüğünü sanıyor ve kitabın son 2 sayfasına kadar bunun yalan olduğunu öğrenmiyor. Son iki sayfada da Periveş’in arabasının kendi arabası olmadığını görünce ondan aşık olmaktan bir anda kurtulmuş gibi oluyor ancak bu sadece 1-2 paragrafta anlatıldığından iyi yansıtılamamış ve kitap acele şekilde bitirilmiş.
Kitapta bir bölümde Bihruz Bey hocasına aşkı soruyor. hocası "vatan aşkı mı, hemcins aşkı mı, evlat aşkı mı" diye soruyor. "Kadın aşkı" deyince, hocası bunu münasebetsiz, ahlaksız, fena, galiz buluyor. Acaba Osmanlı'da oğlancılık heteroluktan daha mı normal görülüyordu?