Dilimiz kültürel,dini,ticari ilişkiler nedeniyle tarih boyunca başka dillerden çok etkilenmiştir,önce farsça,arapça ,sonra romanda olduğu gibi Fransızca ve günümüzde İngilizce. Yazarımız ana karakterimize ağır bir farsça/arapça dilin yanında bir de bolca fransızca kelimeleri kullandırtmış,bunu dipnotlar/kitap sonu notları olarak kitaba aktarmış.Okuyucu bu tarzda okurken önceleri kızıp kitaptan soğuyabilir,ama yazar burada o dil karmaşasını yaşamamız için akıllıca bir taktik uygulamış, bazı sayfalar oldukca sade anlatım olduğunda bir oh çekip nefes alıyorsunuz,diger sayfalarda konudaki karekterler gibi zorluk hissini bizzat yaşıyorsunuz. Batılılaşma meraklısı karekterimiz Bihruz Bey ,kendi kültürünü,kendi dilini, edebiyatını küçümser ve bu konuda aslında oldukça cahil oldugunu mektuba yazdığı şiirden anlayacaksınız,özenti duyduğu Fransızca konusunda da cahildir,bu dili bilmeyenlere karşı olur olmaz konuşmaya çalışmaktadır, Fransız diline ve edebiyatına da çok yabancıdır. Yazar sadece Türk klasiği değil,Dünya klasiği olabilecek bir eser yaratmış,bir çok çıkarım yapılacak bir kitap.Okullarda önerilmesi,sınavlarda bolca soru çıkması çok normal.Dönemin romantizm yazarlarını romanlarını karekter üzerinden alaycı bir üslupla eleştirmiş.Ve ilk realist roman olarak tarihe geçmiştir.Kendini bilgili zanneden aslında körkütük cahil olan Bihruz bey o kadar gercek ki , günümüzde halen yaşıyor,konuşma diline bolca ingilizce kelimeler ekleyen ,konuşma dili plaza dili diye bahsedilen bir kitle içinde halen yaşıyor.