#ArabaSevdası Batı özentisindeki zengin bir mirasyedi, hayalperest, Fransızca’dan başka neredeyse hiçbir bilgisi olmayan, kişilik gelişimini tamamlayamamış ve tam bir “Budala” tiplemesi olan Bihruz Bey’in günlük yaşamı, her cümlesine eklediği Fransızca kelimeler ile etrafındakileri etkileme çabası ve Periveş Hanım’a olan ilgisi ironik bir üslupla anlatıldığı için roman oldukça komik ve eğlenceli. Okumayı daha keyifli hale getiren, postmodern romanın iç monolog ve bilinç akışı tekniklerinin Türkiye’de ilk kez bu eserde kullanılmış olması ve Türk edebiyatında realist romanın ilk örneklerinden olması eserin değerini arttırıyor. Kitabın ismi, Bihruz’un lüks araba tutkusunun -karşılıksız sevdası da dahil olmak üzere- her türlü tutkunun önünde gelmesinden ileri geliyor. Kitap aynı zamanda Tanzimat sonrası Batılılaşan Türk toplumunun yaşantısına tuttuğu ayna ile de bir dönem romanı niteliğindedir.
Şair, yazar, edebiyat kuramcısı ve teorisyeni, edebiyat öğretmeni ve Osmanlı bürokratı Recaizade Mahmut Ekrem, aristokrat bir ailede yetişmiştir. “Sanat için sanat” anlayışını benimseyen, edebiyatı siyasal bir araç olarak kullanmayan, sadece edebi tartışmaların içinde kalmayı tercih eden, Avrupa edebiyatının niteliklerine uygun eserler veren, romantizmden realizme geçtiğimiz Tanzimat Dönemi ikinci kuşak yenilikçi yazarlarındandır. Böbrek rahatsızlığı yüzünden 67 yaşında hayatını kaybetmiştir.