Hayatta durduğumuz,beklediğimiz anlar kayıp zamanlar değildir.Bazen arada kalmalı,anlam aramalı,yol zaten akıp gidecek,biraz durmalı.Durak neredeyse ; odamızsa orada ,sokaksa sokakta ... O noktada durmalı.Romanın bende bıraktığı etkiden mütevellit aktardığım bu cümlelerimi bırakıp, romana geçiyorum.
Yusuf,askerliği bitince sözleşmeli öğretmen olarak bir köye gider.Okulun lojmanındaki ilk gününde geçmişini düşünür.Baba evindeki “Araf" adını verdiği odasındaki yıllarını düşünür.Askerliği sırasında kaldığı ,yine Araf adını verdiği, aylarını düşünür.Yusuf öğretmen için bu lojman odası da bir Araftır,bir bekleme odasıdır.
Hoca,bu bekleme odalarında din, vahiy, bilinçdışı ,Freud,psikanaliz, kapitalizm gibi kavramları tanımlarken, her insanın hayatındaki uçurumlarından bahseder.
Biraz beklemeli.Dura kalka gidilecekse bu hayat yolu,duraklarımız Araf olmalı.