Sürgün olanlar hep aynı hisleri mi yaşar sahi? Ne zor anlatmak. Kelimeler nasıl dizilirse dizilsin ,hep bir olmamışlığa doğru uzanıyor. Şu satırlar o eksik kalan şeyin küçük bir tarifi. Hem mecbur kalmışlık, hem mecburiyetin olayın hakkını veremeyecek derecede hafif kalması. Her sürgün biraz daha azgınlaşmış kederle dönüyor sanırım.
"Ancak o zaman anladı bir arpa boyu yol gittiğini, Türkiye'den hiç çıkmadığını, hiçbir zaman da çıkamayacağini; sinirların, yolculuklarin, buralara gelmesinin durumu daha ağırlaştirmaktan başka bir işe yaramayacağini..."