işioğlu hep bir sorgulama içindedir. Bazen geriye iteler bazen de ileriye öteler ancak bir gün karşına dikilir ve senden seni çözmeni ister o düşünce. Buna rağmen bir akış tutturursun yaşamda. Ta ki birisi çıkıp senin düşüncelerini bulandırana dek.
.
İşte Doktor Cenk, derinleşmeden verdiği vargılar sonucunda ateistliği seçmiştir. Bakış açısını sabitlemiştir. Karısı ise bir o denli inançlı. Ancak ikisi de birbirine baskı uygulamıyor. Bir gün hastaneye bir kız getirilir. 20'li yaşların başında. Hem bağımlı hem de akciğer kanseri; Handan. Cenk ile aralarında ilginç bir bağ gelişir ve kız başından geçenleri anlatmaya, adam kaleme almaya başlar.
.
Sona doğru kurguya giren İskender ile içsellik yukarı doğru ivmelenir. Bir yandan kişinin anlam arayışı diğer yandan akıp giden milyarlarca yaşam. Okuyucunun da kendini sorgulamasını sağlıyor. Kurgu, toplumsal yaralara da değiniyor. Öte yandan Handan gerçek yaşamdan ve yaşadıkları gerçek. Kurgu onun etrafına kurulmuş. Dolayısıyla etki daha artırıyor. Altını çizdiğim güzel tümceler var. Kalemini tanımaktan mutluluk duydum değerli yazarımızın.
.
Oldukça akıcı, sıkmayan anlatım ve yazara özgü biçemiyle güzeldi Araf'ın Sakinleri. Öneririm.