Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ariflerin Menkıbeleri

Ahmed Eflaki

Ariflerin Menkıbeleri Sözleri ve Alıntıları

Ariflerin Menkıbeleri sözleri ve alıntılarını, Ariflerin Menkıbeleri kitap alıntılarını, Ariflerin Menkıbeleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şems’in bir gece kararı elden gitti, heyecen içinde idi. Tanrının tecellilerine gömülüp mest olmuş bir halde münacatında: “Ey Tanrı! Kendi örtülü olan sevgililerinden birini bana göstermeni istiyorum” diye dua etti.
Rubai: "Bir kase ayranım oldukça onu içerim Şunun bunun kasesi ve kesesi ile bağlanmam. Fakirlik ve zaruret ölümle beni tehdit etse de yine hürriyetinıi kulluk mukabilinde satamam."
Reklam
"Onulmaz hastalık için koşun buraya! Bizim ilacımız hastaya birebirdir. "Biz Tanrı nın tabipleri ve talebesiyiz. Kızıldeniz bizi gördü, ikiye ayrıldı." "Biz, kimseden ücret istemeyiz. Bizim el ücretimiz Tanrı tarafından fazlasiyle gelir."
Mevlânâ Şemseddin - i Teb-rizî’nin hikâyesi şöyledir: Şemseddin- i Tebrizî, Tebriz şehrinde sepet ve zanbil örücüsü Ebû Bekr-i Tebrizî’nin müridi idi. Ebû Bekr - i Tebrizî velilikte ve kalb sırlarım bilmede zamanın bir tanesi idi. Şemseddin-i Tebrizî hazretlerinin makamı ve mertebeleri o dereceye ulaşmıştı ki artık bunlarla kanaat etmiyor, daha yüksek bir makam arıyordu.
Yine bir gün Seyyid buyurdu ki: Bir adamın şu üç halin dışında daha fazlasını istemesi, münasebetsizliktir. Bu üç halden birincisi: her yemekten kâfi gelecek kadar istemek, ikincisi: kendini soğuk ve sıcaktan muhafaza edecek kadar elbise giymek, üçüncüsü de: dünyaya maskara olmıyacak kadar yücelikten fazlasını istememektir.
Şems’in bir gece kararı elden gitti, heyecen içinde idi. Tanrının tecellilerine gömülüp mest olmuş bir halde münacatında: “Ey Tanrı! Kendi örtülü olan sevgililerinden birini bana göstermeni istiyorum” diye dua etti.
Reklam
Dünyayı bırak, çünkü dünya senin değildir. Şu anda aldığın nefes de senin emrinde değildir. Servet toplarsan, sevinme, canına güvenme; çünkü can da senin değildir.
Yine Bahâ Veled’in müritlerinden nakledilmiştir ki: Çok defa Seyyid, şeyhin (Baha Veled’in) ilahî bilgilerini dinlemekten ve onun sırları açıklamasından o derece hararetlenirdi ki, ayağını mangalın ateşine sokar ve elleriyle de ateş korlarını söndürürdü. Nihayet Bahâ Veled hazretleri: “Seyyid’i meclisten dışarı atın da huzurumuz bozulmasın” diye Seyyid’e doğru bağırırdı. Şeyhin narası Seyyid’in kulağına ulaşınca derhal susardı.
Derler ki : Belh diyarında bulunan, Tanrı' dan korkan istidatlı üç yüz müftünün hepsi bir Cuma gecesi Muhammed Mustafa hazretlerini (Tanrının selat ve selamı onun üzerine olsun) rüyada gördüler. Şöyle ki: Bir sahranın içinde büyük bir çadır kurmuşlar, içine de bir yaygı sermiş ve yastık koymuşlardı. Peygamber o yastığa yaslanmıştı.
Ey toprak! ben, kalbimin kederinden, bügün ecelin sende bir cevher sakladığını söyliyemiyorum. Alemin gönüllerini avhyan tuzak, tuzağa düştü. Bütün mahluklar gönlünü bağlıyan, senin kuca­ğında uykuya daldı.
87 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.