"Allah otuz sene boyunca, Cüneyd-i Bağdadinin dili ile insanlara konuşmuştur. Bu zaman zarfında Cüneyd diye birisi ortada yoktu. İnsanlar da bu durumdan haberdar değildi."
Nakledilir ki Cüneyd-i Bağdâdî'nin gözleri ağrımakta idi.Göz doktoruna gitti.Doktor da:
-Gözlerinin iyi olması (şifa bulması) için gözlerine "su değdirmeyeceksin" dedi. Fakat namaz kılmak için Cüneyd-i Bağdadî hemen abdest aldı ve gözlerine de su değmiş oldu. Namazını kıldıktan sonra da yatıp uyudu. Uyandığında ise gözlerinin iyileştiğini gördü. Gizliden (maneviyattan) bir ses:
-Rızamızı kazanma uğruna, gözlerini kaybetmeyi göze aldın. Şayet sen bu azim ile Cehennemliklerin bağışlanmasını dileseydin, dilediğin kabul görürdü" diye işitti. Doktor geldiğinde, Cüneyd-i Bağdâdî'nin gözlerinin iyileşmiş olduğunu görünce;
-Gözlerine ne yaptın? diye sordu. Cüneyd-i Bağdadi de:
-Bir şey yapmadım. Abdest aldım ve namazı kıldıktan sonra da yattım. Hristiyan olan doktor hemen imana geldi ve Müslüman oldu. Sonra da Cüneyd-i Bağdadi'ye:
"Ey Cüneyd! Bu ilaç mahluktan değildir. Senin ilacın Rabbindendir. Senin gözlerin değil, asıl benim gözlerim hastaymış," dedi.
Rasulullah'ın(sav): "Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar,"
Nakledilir ki Seyh Ebubekir Şibli ve Cüneyd-i Bağdadi aynı zamanda hastalanmışlardı. Hristiyan olan doktora ilk önce Şibli muayene oldu. Doktor;
-Rahatsızlığınız nedir? diye sordu. Şibli;
-Hiçç, diye cevapladı. Doktor;
-Başka bir rahatsızlığınız var mı? diye sordu. Yine Şibli;
-Hayır. Her hangi bir rahatsızlığım yoktur, dedi. Sonra doktor, Cüneyd-i Bağdâdi'nin yanına vardı. Ona;
-Rahatsızlığınız nedir? diye sordu. Cüneyd-i Bağdâdi de hastalığını ve rahatsızlığı detaylıca anlattı. Hristiyan doktor da kullanılması gereken ilaçları ve tedavi şeklini Cüneyd-i Bağdâdi'ye anlattı. Bir zaman sonra Şeyh Ebubekir Şibli ve Cüneyd-i Bağ- dâdi bir araya geldiler. Şibli;
-Ey Cüneyd! Neden rahatsızlığını, Hristiyan bir
doktorun önüne serdin? dedi. Cüneyd de;
-Doktor bilsin ki, Dost olana bile böyle davranıyorlar. Acaba Hristiyan olana neler yapmazlar ki" diye cevap verdi. Akabinde Cüneyd-i Bağdadi şöyle sordu;
-Ey Şibli! Sen neden rahatsızlığını açıklamadın? dedi. Bunun üzerine Şibli;
-Dostu (yani Allah'ı), düşmana (yani Hristiyan
doktora) şikayet etmeye utandım" dedi.