Şam'da hastalandığı zaman, kefenini bir mızrağa bağlatarak, eline verdiği dellâl vâsıtası ile şehirde, sokak sokak dolaştırmış ve, “Ulu bir devlete ve pâyansız zaferlere sahip olan Selâhaddin-i Eyyûbî işte dünyadan bu kefen ile göçüyor" diye ilân ettirmiş bulunuyordu.
Bıraktığı miras arasında bir dinar altın ile kırk yedi dirhem gümüşten başka malı çıkmamıştı. Öyle ki cenâze masrafını bile kız kardeşi karşılamıştı.