İlk Caros Fuentes deneyimim. Eserin yarısını geçmiş bulunuyorum. Hızlı ilerleyen bir akış yok. İlk sayfalarda olayı anlamaya, biraz da tahmin etmeye çalıştım. Kişilerin kim oldukları, baş karakter Artemio Cruz ile olan ilişkilerini çözmeye çabaladım. İtiraf etmeliyim ki şiirsel bir dil ve duyulmadık orjinal benzetmeler, gerçekten ayırt edilemeyecek kadar canlı tasvirlerle dolu. Şunu da söylemeliyim: Bu eserdeki Artemio, Juan Rulfo'nun Pedro Paramo'sunun masaya serilmiş ve otopsisi yapılan kadavrası gibi geldi bana. Pedro Paramo, çok daha zor ve destansıydı. Diyaloglar ve anlatı, tamamen meçhul bir karakteri, üçüncü şahısların ağzından hikâye ediyordu. Burada ise anlatıcı, bizzat Artemio. Artık tamamen ölüme yaklaşmış, hatta ölüme yatmış Artemio'nun pişmanlıkları, iç hesaplaşmaları, geçmişin görkemine ve geçmişteki gücüne duyduğu özlem, son anlarında, tamamen maddi nedenlerle çevresini saran yapmacık fırsatçılar hakkındaki gerçek düşünceleri, gerçek aşkına duyduğu yakıcı hasret, latin Amerika gerçekliğini oluşturan sermaye, emek sömürüsü, binbir türden gasp, vurgun, mala ele koyma, haksız zenginleşme ve halkın kabullenilmiş çaresizliği, işte bu harika eserde, uyumayla uyanıklık arasında hayaller gören Cruz 'ün dilinden anlatılıyor.