Çalışmayan zenginlik ile yaşamak için çalışan yoksulluk arasındaki uzlaşmaz karşıtlık, ayrıca bilgi karşıtlığına da neden olur. Bilgi ve emek ayrışır. Bilgi, emeğin karşısına sermaye olarak çıkar.
sanatsal yeteneğin benzersiz, biricik bireylerde yoğunlaşması ve kitleler arasında böyle bir yeteneğin önünün tıkanması kapitalist işbölümünün sonucudur.
Artı-değer üretimi ya da kazanç elde etme, bu üretim tarzının mutlak yasasıdır.”* Bu yasa, kapitalist üretimin özünü belirler. Ücretli işçinin ödenmeyen emeğinin yarattığı artı-değer, tüm burjuva sınıfının emekle elde edilmeyen gelirinin genel kaynağıdır.
Öyleyse artı değer nasıl doğar? Dolaşımdan doğmaz, ama dolaşımda gerçekleştirilir. Ürün değerinin üstünde değil, değerinden satılmaktadır. Değerin üstünde bir fazlası yoktur. Ama değerinden satıldığı için, satıcı bir artı değer gerçekleştirir. Bu ancak sattığı ürünün değerini tam olarak ödemediği için, yani ürün, satıcı tarafından ödenmediği için, yani satıcı tarafından ödenmemiş olan, bir karşılıkla dengelenmeyen bir değer parçası içerdiği için olanaklıdır.