Başkasının acısı karşısında ne yapacağını bilemez ve çaresizleşirdi insan. Oysa kendi acısı, bildiği, tanıdığı bir düşmandı. Tanıdığı şey ne derece kötü olursa olsun her zaman gücü olabilirdi direnmeye.
Baskılar korkuyu tetiklemiş, korku da dönüşüme sebep olmuştu. Dönüşüm, fiziksel olarak kendini belli etse de asıl dönüşüm zihinlerdeydi. Katıksız bir özgürlük hedefleniyordu.
"Kendisi ve halkı gerçekten özgür olana kadar gülmeyeceğine yemin etmişti. Doğduğu topraklarda ölüm bile canlı kalmak zorundaydı. Unutmamak ve özgürlüğün tadını bir gün doyasıya çıkarabilmek için..."
Başkasının acısı karşısında ne yapacağını bilemez ve çaresizleşirdi insan. Oysa kendi acısı, bildiği, tanıdığı bir düşmandı. Tanıdığı şey ne derece kötü olursa olsun her zaman gücü olabilirdi direnmeye.
O sabah Bazid şehirlerinde esen keskin, soğuk rüzgar kulaklara tekinsiz- kaç vakittir dedikodusu dönen , bununla beraber gerçekliğinden bir an olsun şüphe edilmeyen - bir hakikati fısıldıyordu : Aşı !