Asimov ile bu kitap sayesinde tanıştık. İlk bölümlerde, kitap beni içine çekmeyi pek başaramasa da yazarın mekan tasvirleri, dili ve etrafımı saran bilimsel terimler beni okumaya devam etmem konusunda -iyi ki- ikna etti.
Hikaye, ilerleyen sayfalarda temposu hiç düşmeyen bir taktik savaşına dönüştü ve her bölüm sonunda “sırada ne var?” diye heyecanla okumaya devam ettim. Bu taktik savaşlarının arasında olayların sır perdesi yavaş yavaş aralanırken, Asimov beni birçok kere ters köşe yapmayı da ihmal etmedi.
Baş karakter olan Biron’ı ilkin pek sevimli bulamasam da Aratap’la olan diyalogları sayesinde ve sonradan açılan zekasıyla kendini sevdirmeyi başardı.
Kitap son bölümlere doğru heyecanını düşürmeden tahmin edilebilir bir hal aldı ama buna rağmen son sayfasına kadar soluksuz okudum ve Asimov ile tanıştığıma memnun oldum.