Aşık Seyrani

Rıza Süreyya
Aşık Seyrani, 19. yüzyılın önemli halk şairlerinden biridir. Hem hece hem de aruzla yazılmış güçlü şiirleri vardır. Seyrani, ,daha çok taşlamalarıyla öne çıkarılsa da onun şiirlerinde Ahmet Yesevi ve Yunus Emre geleneği ağır basmaktadır. Şiirlerindeki dil çok güçlüdür. Halk edebiyatında hiç kullanılmamış benzetmeleri vardır. Bu da onun eğitimli olmasından kaynaklanmaktadır. Onun toplumsal konulardaki tespitleri dönemiyle ilgili bilgiler vermektedir. Onun şiirleri bugün de okuyanları etkilemekte, düşündürmekte ve zaman zaman da tebessüm ettirmektedir. Seyrani bu yönleriyle yaşayan ve okunası bir şairdir. Aşık edebiyatındaki rüya motifi geleneği Seyrani'de de görülür. Seyrani bu yönüyle "badeli aşırlardandır. Seyrani ismini almasında efsaneleşen bu rüya motifiyle birlikte kendisinin fazla gezip dolaşmasından dolayı bu ismi aldığı da söylenir. Babasının imam olması ve İstanbul kültür çevresinde altı yedi yıl gibi bir süre kalması onun kişiliğiyle birlikte sanatını da etkilemiştir. Şiirlerinden de anlaşılacağı üzere Seyrani, dindar bir kişiliğe sahiptir. Onun ünlenmesinde sosyal hayattaki haksızlıklar ve yolsuzluklar karşısında cesurca söylediği taşlamalarının önemli bir yeri vardır.
Yazar:
Rıza Süreyya
Rıza Süreyya
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 5 dk.Sayfa Sayısı: 144Basım Tarihi: Haziran 2020Yayınevi: Halk Kitabevi
ISBN: 9786052365922Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
144 syf.
10/10 puan verdi
·
31 günde okudu
Develiye damat olunca hemşehrim olan Aşık Seyrani'yi okumak farz oldu. Öncelikle antaloji'den şiirlerine baktım. Halk edebiyatımızla dinimizi ve taşlamalarımızı bir araya getiren Seyrani özgün bir şair olarak karşımda duruyordu. Kitap Seyrani'nin kısa biyografisi ve şiiri hakkında malumatlar vererek başlıyor. Bilinmedik bir şairin şiir kitabının bu şekilde başlaması çok mantıklı olmuş. Hayatı, Osmanlının sondan 2. asrına yani 19. yy'a tekabül ediyor. O dönemde saraya davet edilen Seyrani, hakikat lehine kalemini kullanması, israfı ve devlet kadrolarındaki yozlaşmayı eleştirmesi sebebiyle İstanbul'u ve Anadolu'yu terk etmek zorunda kalıyor. Bir şairde olması gereken bu temel vasfı İslâm'la bütünleştirmiş. Seyrani hem son bir kaç asırdır yaşadığımız çöküşü, buhranı politize olmadan ve yoğun İslâm felsefesine maruz kalmadan Anadolu irfanı derecesinde şiirlerine nakşetmiş. Bu yanıyla şiiri tavsiyeye boğmadan öğütlerle işleyen bir şair de diyebiliriz. Bu yanıyla öğüt vermek onun hakkı. Çünkü yaşadığı hayat, ödediği bedeller ona bu hakkı fazlasıyla veriyor. Bir şiiri şöyle bitiyor: "Haydar-ı Kerrar veş deven yedince Canını Mevlaya teslim edince Seyrani dünyadan göçüb gidince Anılır dillerde adı söylenir" Umarım bundan sonra adı daha çok anılır. Ruhuna Fâtiha...
Aşık Seyrani
Aşık SeyraniRıza Süreyya · Halk Kitabevi · 202016 okunma
Reklam