Asılmayıp Beslenenler - Bir 12 Eylül Hesaplaşması 1

Ertuğrul Mavioğlu

Asılmayıp Beslenenler - Bir 12 Eylül Hesaplaşması 1 Sözleri ve Alıntıları

Asılmayıp Beslenenler - Bir 12 Eylül Hesaplaşması 1 sözleri ve alıntılarını, Asılmayıp Beslenenler - Bir 12 Eylül Hesaplaşması 1 kitap alıntılarını, Asılmayıp Beslenenler - Bir 12 Eylül Hesaplaşması 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitaplarımız, bir gece vakti, gözümüzün önünde varillere dolduruldu ve yakıldı. Kitapların, büyük yağ varillerinin içinde yanması saatler aldı. Gece boyu içimiz ezilerek, yanan kitapların dumanını kokladık. Ekim ayının soğuk bir gecesiydi. Askerler, alevlerin karşısına geçip ellerini ısıttılar.
"Cezaevi her şeyden önce yoksun bırakılmak demekti. Adeta içine aldığı insanların içini boşaltmak için üretilmiş bir makine gibiydi. Sizi tükettikçe yaşamını idame ettiren devasa bir makine... Neden kitap vermezler? Neden üç kişiye bir yatak düşer? Neden yataklar, başımız, çamaşırlarımız, vücudumuz bit kaynar? Neden sular akmaz, neden banyo yapamayız? Neden yemekler bu denli iğrenç kokar? Neden en temek insani haklarımızı bile istediğimizde üzerimize coplarla saldırılır, otomatik tüfeklerle ateş açılır? Neden her ziyaret saatinde farklı dayatmalar icat edip dışarıdan içimize çektiğimiz bir nebze havayı bile burnumuzdan fitil fitil getirirler? Neden bir an huzur vermezler?"
Reklam
Şimdi nasıl "terör suçlusu" tanımını icat ettilerse o zaman da siyasi tutsaklara askeri statü getirerek 13-1 talimatnamesi adı altında askeri kuralları dayatmışlardı. Her dönem saldırmak için bir gerekçe uyduruldu.
"Kadın-erkek eşitliği işkencede sağlanmıştı."
Bir hamile arkadaş elleri arkasında kelepçelenerek doğuma götürülmüş, orada da sorgulanmıştı. Hamile olmanız, çocuk olmanız, genç ya da yaşlı olmanız karşılaşacağınız uygulama açısından size herhangi bir ayrıcalık tanımıyordu. Devlet, işkence konusunda cinsiyet ayrımını pek dikkate almıyordu. Kadın-erkek eşitliği işkencede sağlanmıştı... Normal koşullarda hiçbir insan başkasının yanında soyunmak istemez. Bunun üzerine saldırırlar. Üzerinde hiçbir şey olmadığı bilinir ama ona rağmen çırılçıplak kalıncaya kadar zorla soymaya devam ederler... Cinsel bir şiddetti bu.
"İki seçenek vardı ve her ikisi de birbirinden beter sonuçlar doğuracaktı. Toplum, cezaevlerinde yaşananlarla ilgilenebilirdi ki, bu durumda, duvarların ardındaki travmanın dolaysız ortağı olacak ve kaçınılmaz olarak bundan nasibini alacaktı. Yaşananlara sırtını dönüp görmezlikten gelebilirdi ki, bu durumda da insani özelliklerinden önemli tavizler verecek, sosyal kimliği büyük yaralar alacaktı. Geçen yıllar, toplumun ikinci seçeneği benimsediğini gösterdi. Hemen herkes, duvarlara sırtını döndü, yükselen çığlıklara kulaklarını tıkadı. Ve eskiden toplumsal vicdan denilen bir şey vardıysa, çoktan beridir yok oldu."
"Ve cezaevlerinde dün de bugün de değişmeyen en kronik sorun, hasta tutsaklarla ilgili hiçbir insani tedbire yanaşılmamış olmasıydı."
26 öğeden 21 ile 26 arasındakiler gösteriliyor.