“Ama altmışlarda bir sorun haline geldi. Yeni bir dişi kuşağı, elbiselerine, iştahlarına ve romantizm anlayışlarına sinen kokudan yakınmaya başladı. Bu tam da, dünyanın burnun salt parfüm koklamak için yaratıldığına karar verdiği dönemdi.”
“Dertler, işsizlik, susuzluğu izleyen kasırgalar, sivrisinekleri bile pes ettirecek kadar kuruyan, çatlayan bataklıklar... Ben bütün bunları yaşamın gereği sayıyordum.”
Şimdilerde suskunluk tuhaf karşılanıyor; insanlığın büyük bir kısmı az sözcükle çok şey anlatmanın güzelliğini unuttu. Artık diller kendi başına işleyip duruyor; beyinden yardım almaksızın.