Seyyidü’l-kevneyn u hatmü’l-mürselîn
Âhir âmed bûd u fahrü’l-evvelîn
(İki âlemin önderi ve peygamberlerin sonuncusu, sonradan geldi ama önceki peygamberlerin medâr-ı iftiharı oldu).
Ey oğul! Kimsenin hatrını, gönlünü kırma; aksi halde kendi canın üzere yara açarsın.
Sûfilere göre en büyük günah, haksız yere gönül kırmaktır; zira gönül nazargâh-ı Cenâb-ı Hüdâ'dır. Nitekim hadis-i şerifte, "Yüce Allah sizin sûretlerinize ve mallarınıza bakmaz, sadece kalplerinize ve amellerinize bakar" buyurulmuştur. Altıparmak Mehmed Efendi'nin siyerinde şöyle yazılıdır:
"Gönül her ne miktar dünyanın saçmalıklarıyla dolu ve Allah'tan (cc) başkasının sevgisiyle kirlenmişse de Allah'ın Kâbe'si ve nazargâh-ı Hüdâ olmaktan çıkmaz. Zirâ Kâbe-i Mükerreme'yi Kureyş kâfirleri putlar ile doldurduklarında Kâbe-i Mutahhara yine Beytullah ve Cenâb-ı Kibriyâ'nın nazargâhı idi."