Aşk Bağından Öğütler

Molla Murad en-Nakşibendi
Her ki hâhed tâ selâmet mâned û Ez cemî‘-i halk rû gerdâned û -Ferîdüddin Attâr (Huzura kavuşmak isteyen, tüm yaratılmışlardan yüz çevirsin.)
Ân ki bâ murg-i hevâ mâhî dehed Bendegân râ devlet-i şâhî dehed (Havada uçan kuşa balık veren o Allah [celle celâluhû], kullarına padişahlık verir).
Sayfa 46 - SEMERKANDKitabı okuyor
Reklam
Seyyidü’l-kevneyn u hatmü’l-mürselîn Âhir âmed bûd u fahrü’l-evvelîn (İki âlemin önderi ve peygamberlerin sonuncusu, sonradan geldi ama önceki peygamberlerin medâr-ı iftiharı oldu).
Sayfa 48 - SEMERKANDKitabı okuyor
Kim zulmederek bir kalbi yaralarsa, kişi o yarayı aslında kendi vücuduna açar.
İnsanlara yakınlık ve sevgiden, ziyandan başka bir şey elde edilmez.
Kibri, malı ve mevkii terketmedikçe herkesin başına şapka gibi konamazsın.
Sayfa 106 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gıybetten kendini alıkoymayan kimsenin ahirette kurtuluşu yoktur.
Her ki bî-endîşe güftâreş buved Pes nedâmethâ-yi bisyâreş buved [Düşünmeden konuşan kişi, sonunda çok pişmanlık çeker.]
Bâz key gerded çu tîr endâhtî Hemçunîn ömrî ki zâyi' sâhtî [Attığın ok geri gelir mi hiç? İşte ziyan ettiğin ömür de böyledir.]
Reklam
Seni inciten kişinin özrünü, pişmanlığını kabul et, Allah’ın (cc) mağfiretine nail olmak için o insana kin tutma.
“ Sözleri Aden incisi gibi makbul olsa da çok konuşmak kalbi öldürür. ‘’
İnsan nefsini ayaklar altına almadıkça Allah'ın dergâhına nasıl yol bulabilir?
Ey oğul! Kimsenin hatrını, gönlünü kırma; aksi halde kendi canın üzere yara açarsın. Sûfilere göre en büyük günah, haksız yere gönül kırmaktır; zira gönül nazargâh-ı Cenâb-ı Hüdâ'dır. Nitekim hadis-i şerifte, "Yüce Allah sizin sûretlerinize ve mallarınıza bakmaz, sadece kalplerinize ve amellerinize bakar" buyurulmuştur. Altıparmak Mehmed Efendi'nin siyerinde şöyle yazılıdır: "Gönül her ne miktar dünyanın saçmalıklarıyla dolu ve Allah'tan (cc) başkasının sevgisiyle kirlenmişse de Allah'ın Kâbe'si ve nazargâh-ı Hüdâ olmaktan çıkmaz. Zirâ Kâbe-i Mükerreme'yi Kureyş kâfirleri putlar ile doldurduklarında Kâbe-i Mutahhara yine Beytullah ve Cenâb-ı Kibriyâ'nın nazargâhı idi."