Aşk Dalgası - Bahar ve Kelebekler - İlk Düşen Ak Sözleri ve Alıntıları
Aşk Dalgası - Bahar ve Kelebekler - İlk Düşen Ak sözleri ve alıntılarını, Aşk Dalgası - Bahar ve Kelebekler - İlk Düşen Ak kitap alıntılarını, Aşk Dalgası - Bahar ve Kelebekler - İlk Düşen Ak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sabırla işleyen çift, kışın ayazını, yazın sıcağını yener."
Aşk Dalgası
Bu zavallı Türk kızlarını görücü hanımlar beğenmez...'A, kardeş, çok güzel ama şeytan gibi çok bilmiş... Biz oğlumuza ecinni değil, kız almak isteriz' derler...
Gülün gülün... Gülmenin sonu ağlamadır. Kavuşmanın sonu hicran... Yazın sonu sonbahar... Yükselmenin sonu çöküş... Hayatın sonu ölüm!
Sayfa 190Kitabı okudu
Türkiye’de saadetin, yani servetin çıkacağı iki kapı vardı: Ya baba, ya karı...
Sayfa 120Kitabı okudu
Aşk Dalgası
Kimine alafranga, kimine sıska, kimine şirret gibi kusur bulurlar. Gayeleri tombul, beyazca, sessiz, mıymıntı, budala, cahil, ıslanmış tavuğa benzeyen kızlardır. Böyle bir kıza rast geldiler mi, 'Ah işte bir melek!' diye haykırırlar ve başlarlar oğullarına , kardeşlerine abartarak anlatmaya...
Bahar ve Kelebekler
Saadet uzak bir hayale, yetişilmez bir hayale dönüştü. Adetlerimizle beraber sevinçlerimiz de söndü. Şimdi şaşkın ve ıstırap çeken bir nesil... Her şeyden nefret eden, her şeyi fena gören, karanlık gören, berbat, hasta, tedavisi imkân dışı bir nesil, ah şimdiki hastalıklı ve veremli ortam...
Bahar ve Kelebekler
Şimdi siz Frenk dadılar elinde büyüyor, kendi dilinizin güzelliklerini tanımıyor, başka memleketlerin başka şeylerini öğreniyorunuz. Onlara benzemek istedikçe, kendi benliğinizden uzaklaşıyor, etrafından nefret ediyor, hakikatten, sevinçten, saadetten yoksun kalıyorsunuz...
Aşk Dalgası
Bunun için İstanbul'da koca bulamayan, evde kalan kızların yüzde doksanı en güzeller, en sevimlileridir...
Aşk Dalgası
Bu annelerin sokağa çıkarken kızlarının kulaklarına fısıldadıkları nasihatin değişmez modeli budur: ' kızım! Peçeni indir. Ellerini çarşafın içine şok. Başını öyle yukarı kaldırma, aşüfte diyecekler. Önüne bak. Frenk karıları gibi zıp zıp yürüme. Yavaş yavaş. Göğsünü ileri çıkarma, arkamıza takılacaklar . Sana azgın diyecekler. Adın çıkacak. Evde kalacaksın...
- Biraz otur, dinlen.
- Yorgun değilim ki.
- Öyleyse oku!
- ...
Ah, ben bu sesi tanıyorum! Bu, tembelliğimin sesidir. on beş senedir onun emrini dinliyorum.
Sayfa 47 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
‘ilk göreceğimiz kelebek bir senelik talihimizdi. onu arar, onu beklerdik.
ilk kelebeğin beyaz pembe olması için maniler söyler, dalların üzerine beyaz ve pembe kumaş parçaları atardık. sarı veyahut siyah bir kelebek göreceğiz diye korkar, ne kadar heyecanlar geçirirdik.’
Sayfa 44Kitabı okudu
İçimden bir ses diyor ki:
“İsteğim yok... Sakın yazıya başlama. Eserin fena olur.”
“Ya ne yapayım?”
“Biraz otur, dinlen.”
“Yorgun değilim ki.”
“Öyleyse oku!”
“...”
“...”
Ah, ben bu sesi tanıyorum! Bu, tembelliğimin sesidir. On beş senedir onun emrini dinliyorum.
(...)
Sayfa 53Kitabı okudu
Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür
Gözlerini sınırsız geleceğe dikip maziye asla önem vermeyen bugünkü gençliğe güzel bir ders veriyorsunuz. Diyorsunuz ki: "Yeni bir şey yoktur. Her şey eskidir. Eskiden cereyan etmiş bir olayın aynı sebepler ve koşullar içinde tekrarıdır. Bilim ve fen bile eskidir."...
plant based seyfettin
‘ah evet çağdaş zihniyetimiz ebedi, ulvi, genel, ilahi vb.ni aynı derecede halk kavramını geçici bedensel faydalara feda edecek derecede alçalmış.’
Sayfa 104Kitabı okudu