Aşk Estetiği

Beşir Ayvazoğlu

Newest Aşk Estetiği Quotes

You can find Newest Aşk Estetiği quotes, newest Aşk Estetiği book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Şunu unutmamak lazım; şehirleri kurarken, onlara kendi ruhumuzu üfleriz. Hacı Bayram Veli, bunu eşsiz bir belagatle hülasa etmiştir. "Nagehan ol şara vardım ol şarı yapılır gördüm - Ben dahi bile yapıldım taş ü toprak aresinde". Bu ne demektir? Nasıl inanıyor, dünyayı nasıl kavrıyor, hayata nasıl bakıyorsak, yaşayacağımız şehre de öyle şekil ve düzen verir, daha da önemlisi, şehrimizi kurarken kendimizi de yeniden inşa eder, bir yaşama iklimi yaratırız. Bu, bizden sonraki nesillerin de hayatını kuşatacak, onların hamurunu kendi teknesinde yoğurup şekillendirecek bir iklim, bir çerçevedir.
Sayfa 259Kitabı okudu
"Müslüman sanatkârın asıl ulaşmak istediği mutlak güzellik aşkındır, mütealdir, Dolayısıyla tasvir ve taklit edilemez."
Sayfa 241Kitabı okudu
Reklam
"Varlığın temelinde aşk vardır; aslında bu gerçeği ifade eden "Kenz-i Mahfi hadis-i kudsisine çok incelikli yorumlar getirilmiştir. Ancak aşk kelimesinden hoşlanmayan, muhabbeti tercih eden sûfiler de var. Ibnül-A rabi "muhabbet i tercih edenlerdense de coşkun aşk taraftarlarına daha yakın görünür. Peygamber efendimize 'Habibullah' denildiği için İslâm özellikle bir sevgi dini olduğunu söyleyen bu büyük süfiye göre, gence aşk ilahidir, yani Allah'ın asli sevgisidir ve diğer bütün aşk türlerinin kaynağıdır. Allah kendisini sevmekle, zatında gizli olan şeylerin aynlarını da sevmiştir. Şeyler bunun için çeşitli şekillerde tezahür eden bir aşkla yüklenmişlerdir. İbnü'l-Arabi ve aşk konusunda onun gibi düşünen bütün sufiler, aşkı, Allah'ın zâtından ve her şeyde mevcut olan ve her seyi mıknatıs gibi ilahi aslına çeken bir hayat kuvveti olarak görmüşlerdir. "
Sayfa 240Kitabı okudu
"Her nesil kendi şehrini bir bakıma yeniden inşa ediyordu. Hiçbir nesil, kendisinden önceki neslin zevklerine ve ihtiyaçlarına göre belirlenmiş bir şehirde yaşamak zorunda değildi. III. Selim devrinden itibaren bu ölçüler kaybedilmiş, sadece abideleri örtmekle kalmayıp şehrin sonsuz mekânla irtibatını da kesen kargir binalar yapılarak dinamik bir süreç halindeki şehir anlayışından donmuş şehir anlayışına geçilmiştir. İstanbul, bilhassa Tanzimat'tan sonra, gafil aydınların ve yönetici zümrelerin jakobence tutumları yüzünden, bir neslin sonraki nesilleri kendi inşa ettiği şehir çerçevesinde yaşamaya mahkûm eden Batı şehirlerine benzemeye başlamış, bu yüzden kendini yenileyemediği gibi, kendi kültürünü de üretemez hale gelmiştir."
Sayfa 151Kitabı okudu
... +147
Özellikle abide niteliği taşıyan camilerin etrafındaki evler inşa edilirken son derece hassas davranıldığına dikkatimizi çeken Turgut Cansever, mesela Süleymaniye Camii çevresindeki evlerin pencerelerinin, camii daha büyük göstermek için vasati pencere ölçeğinden daha küçük imal edildiğini söylüyor. Üsküdar Mihrimah Sultan Camii'n arkasındaki sadrazam konaklarında da pencereler daha küçük tutulmuştur. Böylece âbidevi camiler akıl almaz bir nisbi büyüklük kazanmaktadır. Bu gerçek, Osmanlı dünyasında, dolayısıyla bu dünyanın özetini veren İstanbul'da, birbirine kıyasen büyüklüğün gerçek ölçek olduğunu, yani metre gibi bir ölçüye dayanan büyüklüğün hiçbir şey ifade etmediğini gösterir. Osmanlı şehirleri oluşurken mesken mimarisinde daha çok ahşap ve kireç gibi dayanıksız malzemelerin tercih edilmesi doğrudan doğruya İslâmî dünya görüşü ve tasavvufi duyarlıkla ilgilidir.
Sayfa 150Kitabı okudu
"Marifet, ancak manevi tecrübe yoluyla kazanılabilecek vasıtasız bilgidir."
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
721 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.