"Bakınız, az kaldı size Beşir'den söz etmiyordum. Beşir hasta... evin içinde bunu benden başka gören yok. Ben onun hastalığından söz ederken kendisiyle birlikte herkes gülüyor. Fakat bana inanınız, Beşir hasta! Bunu nasıl tarif edeyim? Onun şimdi öyle bir gevşek yürüyüşü, bakışında öyle sönmüş bir şey, renginde öyle cilasını solduran bir donukluk, gülüşünde bile bir şey yırtılıyormuşçasına öyle acı bir mana var ki bunları fark ettikçe Beşir'ime ağlamak istiyorum..."