(İlk kimin aklına " hadi kitabın adını AŞK VE GURUR yapalım" fikri geldi? neden?)
Şunu belirtmeliyim ki, kitapta bol miktarda "kibar ve samimi, saygı ve yergi dolu hakaret cümleleri" var, o kadar içtenlikle ve safça hakaret ediyor ki insanlar karşı tarafa, doğallıklarına epey güldüm.
Geçmiş zaman, abartılı tavırlar, günümüz dünyasının pek de değişmeyen insani eksikliklerini barındıran karakterler...
Elizabeth, kendinin ve etrafının farkında oluş yolculuğunun diğer insanlara da ışık tutmasını dilerim.
Jane Austen'in bu karakterleri, bu dünyayı, bu olayları nereden beslenerek yazdığını oturup benimle paylaşmasını isterdim. Kitabı yazdığı sırada bana şöyle diyebilirdi (düşümde); Şu Jane varya, komşumuzun kızı gibiydi aynı. Peki Sir William'a ne dersin? Kasabamızın sütçüsünün tıpkısının aynısıdır kendileri..."
Gözlemler, fark edişler, iç hesaplaşmalar, düşünmeyi öğrenme durumu... İyiydi.