Mel, her sabah farklı bir melodi mırıldanarak uyanırdı. Mel’in kısık sesli mırıltısıyla uyanan Mark dirseği üzerinde yatakta doğrulur, Mel’e doğru uzanarak yüzünde tatlı bir gülümsemeyle, karısının gözlerinin açılmasını beklerdi. Sonra, “Bu seferki neydi?” diye sorardı.