Aşkın zamansallığı, insanın tarihselliği üzerine kurulmuş
bu romanda, masumiyetini yitirmemiş insanların yaşamlarını alt üst eden siyasal oyunlara da göndermeler yapılıyor. Artık ne yeni kentler, ne yeni kadınlar, ne de yeni bir hayat
isteyen şarap üreticisi Doğan; terk edilmiş çocukluğunun ıssızlığına gömülmüş Yıldız Hemşire... Balerin Janet, papağanlı Melek Hanım... Sağlık ocakları, hastaneler, salgın günleri, hanlar, konaklar, bağ evi, cibre, şıra, şarap... Türlü inanışlar, ritüeller, kültlerle yaşayagelen kadınların gizemli
dünyası... Sağlıkta reform tasarısı, özelleştirilen şarap fabrikası,
dinlerarası diyalog, rahip cinayetleri, bağnaz Avrupalılar... Bütün bunlar romanda dörtnala koşan atlarla, çiçek dürbünü çeşitliliğiyle sergileniyor...
Irmak akıyor, her şey dönüşüp değişiyor... Aşk Zamana Doğar,
bu dönüşümü edebiyatın zenginliğiyle sunuyor okura...