Zorunlu askerliğin uygulandığı ülkelerde vatandaşların savunma meselelerine ilgisi daha fazladır. Çünkü hemen her evden bir kişi orduda hizmet etmektedir ve aileler bu hizmet vesilesiyle ordunun iç ve dış meselelerine ilgi duyarlar. Bu durumda toplum, siyasi veya askerî liderlerin kararları üzerinde daha etkili olabilmektedir. Askerî harekât kararları, barış gücü operasyonlarına katılım veya silah alım ve üretimleri gibi meselelerde toplumun söz hakkı artmaktadır.
Elbette hiçbir asker kurumsal düzenlemelerin ötesine geçemez, dolayısızla kurumun koyduğu kuralları çiğneyemez. Ama bu durum askerlerin farklı düşündükleri gerçeğini değiştirmez.
Ordular da bu durumun bir istisnası değildir ve kendilerine has bir kültür geliştirirler. Ancak ordunun nispeten kapalı yapısı nedeniyle kültürel olarak daha keskin bir ayrım yarattığı görülmektedir.
İsrail yüksek tehdit algısı nedeniyle zorunlu askerliği devam ettiriyor. Norveç ise İsrail kadar yüksek bir tehdit algısı olmasa da düşük nüfus nedeniyle tüm halkının savunma eğitimi alması hususunda taviz vermemiştir. Üstelik bu ülke Avrupa’nın en yüksek kişi başı milli gelire sahip ülkelerinden birisidir.