Aşkı Bana Sor
Jennifer CrusieAşkı Bana Sor Sözleri ve Alıntıları
Aşkı Bana Sor sözleri ve alıntılarını, Aşkı Bana Sor kitap alıntılarını, Aşkı Bana Sor en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Delice aşk uzun sürmez çünkü koşulludur ama koşullar değiştiğinde, eğer gerçek sevgiyse olgunlaşır ve koşulsuz sevgiye dönüşür. ..."
Sayfa 56 - Artemis Yayınları
"Saldırıya uğrayan kadınların yüzde yetmiş sekizine tanıdıkları adamlar saldırıyor."
Sayfa 63 - Artemis Yayınları
Kadın kumarbaz hiç yok muydu? Kadın olmak zaten yeterince riski göze almak demekti. Öldürülen kadınların yüzde yirmi sekizi kocaları ya da sevgilileri tarafından öldürülüyordu.
Şimdi düşününce neden kadın kumarbaz olmadığını anlayabiliyordu. Bir erkekle birlikte yaşamak zaten kumar oynamaktı.
Sayfa 12 - Artemis Yayınları
"Mantıklı olduğunu bildiğin bir şey, konu duygular olunca işlemez."
Gerçekten, yapılacak en akıllıca şey erkekleri unutup bir kedi edinmekti.
Sayfa 12 - Artemis Yayınları
...incecik ağaçlar yumuşak bir esintiyle salınıyordu. Min bir an ağaçlara bakıp, Ne hissettiğinizi çok iyi anlıyorum, diye düşündü. İncecik olmak nasıl bir şey bilmiyordu. Ama kapana kısılmış olmak? Evet bunu biliyordu.
"Acıyla başa çıkmak için öfkelenmen gerekiyordu, biliyorum." dedi Liza. "Ben de aynı şeyi yaparım..."
"Hayatımda kimse beni senin kadar iyi tanımadı. Kimseyle birlikteyken kendimi bu kadar iyi hissetmedim. Beni tanıyorsun, benimle ilgili her şeyi biliyorsun ve beni terk ettiğinde gerçek beni terk etmiş olacaksın, daha önce kimsenin görmediği beni, istemediğin şey benim gerçek kimliğim olacak."
"Nesin sen ha?" diye gürledi Cal Liza'ya. "Kalori polisi mi? Git başımızdan."
Keşke şimdi kalp krizi geçirse, diye düşündü. Erkeklerin sadece yüzde dördü kırkından önce kalp krizi geçiriyordu ama olmayacak şey de değildi.
David iç geçirip Min'in eline uzandı. "Umarım her şey istediğin gibi olur, Min. Arada bir görüşelim."
Min elini çekti. "Sol kolunda bir çekilme hissetmiyorsun, değil mi?"
"Hayır," dedi David, kaşlarını çatarak.
"Çok yazık.”
"Kendi çocukları olmasını istediğini sanmıyordu. Ve erkekler başka ne işe yarardı ki zaten?"
Herkes, 'Sorunlarını konuşsalardı, ortada sorun olmazdı.' der. Bahse girerim bunu söyleyenlerin hiçbiri kendi sorunlarını konuşmuyordur. Yani düşünce olarak çok güzel ama resmen kumar oynamak.
"Minerva Dobbs."
"Günaydın, Minerva Dobbs," dedi Cal ve hava Min'in ciğerlerine hücum etti. "O berbat ismi nereden bulmuşlar?"
Nefes al. Derin, çok derin nefes al.
"Ah," dedi. "Bu çok güzel. Adım Calvin isimli biri tarafından eleştiriliyor."
"Bir sorunum var," dedi Cal.
"Sorun mu?"
"Şey, aslında çoğu zaman 'Bir içki ısmarlayabilir miyim?' diye sorarım ama görüyorum ki zaten içiyorsun."
"Evet, bir sorunun varmış."
"Bu yüzden düşündüm ki," dedi Cal, Min'e doğru eğilirken sesini daha da alçaltıp Min'in kalbini hızla çarptırmayı başararak, "başka bir yere gidebiliriz ve sana yemek ısmarlayabilirim."
"Yemek mi?"
"Evet. Konuşabileceğimiz sakin bir yerde. Anlatacak ilginç şeyleri olan birine benziyorsun. Ve ben de bunları duymaktan hoşlanacak biriyim."
Min ona gülümsedi. "Bu feci bir tarz. Başkalarında işe yarıyor mu?"
Adam bir an dondu, sonra ciddi bakışları yine küçük bir oğlan çocuğunun bakışlarına dönüştü. "Şimdiye kadar yarıyordu."
"Sesin sayesinde olmalı," dedi Min. "İyi kullanıyorsun."
"Teşekkür ederim. Şunu bir daha deneyelim. Ben Calvin Morrisey ama arkadaşlarım bana Cal der."
"Min Dobbs. Ve bu bardan tanımadığım biriyle çıkarsam arkadaşlarım bana aptal der."
"(...)Prensin yola çıktı."
"Tabii," dedi Min. "Eminim çıkmıştır ama yolda kamyon çarpmıştır."