Birbirinden etkileyici on psikolojik hikayeden oluşan bu kitabı okurken rüyaların başarılı ve gerçekçi analizleri, danışanların ölüm korkuları ve bu korkuyla yüzleşmeleri, ağır depresyon ve bunalım vakaları, yaşamdan keyif alamayan insanlar, çoklu kişilik vakası, bireylerin kendi olamama kaygıları, derin bir aşk saplantısı, tedaviyi tam verim alınacak noktada bırakan danışanlar, gençliğe ağır bir özlem duyan ve yaşamlarını yaşanmazlaştıran 60 lık ihtiyarlar, iç görüsü eksik olarak başlanan ve kendini tanıyarak biten başarılı terapiler, Yalom’un
kontr-transferansla başa çıkma mücadeleleri, ağır travmatik vakalar, yanlış çocuğunun öldüğünü düşünen bir anne ve aslında arkasında yatan gerçek nedenler, yalnızlığını örtbas etmek amacıyla aşırılık gösterenler, kendini yaşamın açık seçikliğinden gizleyen insanlar, hipnozlar ve gülümseten(!) trajikomik hikayeler, grup terapileriyle sosyalleşmeye çalışanlar, sürekli geçmişi tekrarlayan ve şimdiyi yaşayamayanlar, mektupların gerçekliğinden kaçanlar, kendini er ya da geç bulanlar, ölüm borcundan kaçınmak için yaşamın kredisini reddedenler ve sahibini arayan düşler karşımıza çıkıyor..
“İncelenmemiş bir yaşam, yaşanmaya değmez.”
Yazarla Nietzsche Ağladığında kitabıyla tanışmıştım ve kendisine hayranlık duymamam içten bile değildi.. Ardından Divan ve sonrası Aşkın Celladı.. Tüm kitaplarıyla tanışmak için can atıyorum..
Yalom severlerin ve psikolojiye ilgi duyanların okuması gereken birbirinden güzel psikoterapi hikayeleri..
13 Mayıs 2020.